29. uluslararası istanbul film festivalinde altın lale ile ödüllendirilmiş, felix van groeningenın dram ve absürd komediyle harmanlanan, sürekli kaybeden, yalnız insanların hikayesini anlatan belçika yapımı güzel filmi..
''"hayatımın içinden akıp giden tren, yoluna devam ediyordu..
ancak trenleri birçok nedenden dolayı affedebiliriz. en basiti, o bir trendir.
arabaların tersine, trenler dünyanın arka tarafında ilerler.
istasyona yakın kenar mahalle evleri diğerlerinden biraz daha iyi haldedir.
ama raylarda yol alırken yalnızca kötü halde olanları görebilirsiniz.
hiçbir araba yolculuğu, bir memleket hakkında tren yolculuğu kadar fikir veremez.
bahçelerimize, çatı katlarımıza ve barakalarımıza bakarsınız.
iplerde kuruyan iç çamaşırlarımızı görürsünüz.
bahçe süslerimize, kerevizlerimize, pırasalarımıza, verandalarımıza ve tuğladan yapılma barbekülerimize bakarsınız.
flaman topraklarında boy gösteren, mahkeme kararınca onaylanmış ama tadı olmayan otları ağır ağır yiyen inekleri görürsünüz.
rayların kenarındaki, yere sabitlenmiş tozlu mermer ve granitlerin, sevdiklerimizin son durağı olan yeri simgelediklerini görmek istiyorsanız, trene binin."