iö 480'deki Pers istilasının ardından Atina viraneye dönmüştü; tapınakların ve diğer kutsal mekânların yıkıntıları arasında hortlakların ve ruhların dolaştığına inanılıyordu. Bir kaynakta Atinalıların, istilacıların tanrıya karşı saygısızlıklarının belgesi olarak paramparça olan tapınakları öylece bırakmaya ant içtikleri ileri sürülür ve Akropolis'in yeniden inşasıyla ilgili, hiç değilse bir kuşak boyunca hemen hemen hiç kanıt bulunmamaktadır. Pek çoğu Arkaik döneme ait olan heykeller yeni yapılan surların arkasına taşınmıştı. Fakat böyle bir perişanlığa rağmen Yunanlılar zaferleriyle övünüyorlardı; sağlam kalan ordularıyla ve zaferlerinin verdiği güven ve intikam arzusuyla dolu olan Atinalılar, Perslerle savaşa devam etmek istiyorlardı. Atina, Ege'nin kent devletleri arasından, özellikle de 490'lardaki isyandan sonra, Pers buyruğu altında geçen yılların hatıralarını hâlâ yaşatan ve yeni bir Pers saldırısına açık İon kentleri arasından destek bulacağına emindi. Atina, etkili bir koruma sağlayacak büyüklükteki donanmasıyla kent-devletler arasında tekti ve yüzyıllardır süren ayrılıklara rağmen, son savaşta kutsal yapılarını feda etmiş başlıca kent durumundaydı.Bu konuda kendisine tek rakip Dorlu Sparta olabilirdi. Ne var ki 478'de, Plataia'daki savaşın Spartalı komutanı Pausanias, kalan Pers garnizonlarının kovulmasının ardından bir filonun başında Ege'yi geçtiğinde, İon kentlerine karşı küstahça bir tavır takınmış ve bu durum bölgedeki olası bir Sparta etkisinin yitirilmesine yol açmıştı. Böylece, geleneksel korkular ve bağlar, Ege'deki devletlerin Atina'nın liderliği altında bir araya gelmesinde rol oynamıştır. 477'de Delos Birliği kuruldu. Böyle anılmasının nedeni, birlik hâzinesinin ve üye devletlerin toplanma yeri olarak merkezi konumdaki Delos adasının seçilmesiydi. Apollon'a adanmış bir tapınağın da yer aldığı ada, Ionialılar için tinsel bir öneme sahipti. ion kentleri kendi aralarında bir ittifak oluştursalar da, kolonileştirilmiş bir Ege adası olan Lesbos ve Dor Byzantion'u gibi kentlerin de bu birliğe katılan ilk kentler oldukları kabul edilir. Üye devletler ittifakın kalıcı olması ve her kentin birliğe gemi ve para olarak kaynak sağlaması konusunda mutabakata varmıştı. Her yıl ortak bir konsey adada toplanır ve birlik adına geleceğe dönük planlar yapardı. Başlarda Atina'ya hiçbir ayrıcalık tanınmamıştı,fakat diğerlerinden kat be kat fazla olan gücü nedeniyle, çok geçmeden Atina'nın desteği olmaksızın herhangi bir saldırının gerçekleştirilemeyeceği görülecekti. Aynı zamanda Birlik hâzinesi de Atina'nın denetimindeydi.