dilek dündar

turuncu gemi
sevdiği insan için merminin önüne çekinmeden atlayan güzel kadındır. kendisini salt ''can dündar'ın eşi'' olarak tanımlamak zoruma gitti de böyle başladım söze. hakim değilim savcı değilim. can dündar suçlu mudur bilemiyorum. hüküm veremem. fakat dilek dündar hanımefendiye hiç bir suç isnat olunmadığı halde uzun süredir pasaportuna el konulmuş durumdaydı. sizin de tüyleriniz diken diken olmuyor mu bundan? zimbawe'de bile uygulanan ''suçun şahsiliği ilkesi'' kapsamı nerede diye uykularınız kaçmıyor mu? dilek hanım 2 yıldır pasaportunu almak için hukuki bütün yolları tüketti. bugün öğrendim ki pasaportsuz bir şekilde çok sevdiği eşine kavuşmuş. ahmed arif bir şiirinde der ki ''bilmezlikten değil fukaralıktan, pasaporta ısınmamış içimiz'' ahh, keşke bu ülkede insanlar sevgilerini mermilerin önüne atlayarak bir daha hiç ispatlamasa keşke.
şimdi dilek hanıma kocaman bir helal olsun abla sana desem belki de suçu ve suçluyu övmekten dava açılır. fakat mahkemeye sorduğunuzda bu suçlu hanımefendinin suçu nedir? cevap gelmez.
neyse işte, anladınız siz onu.
bu başlıktaki tüm entryleri gör