amerika çomaristan devletlerinin başkanıdır. kendisi özü itibarıyla sebep değil sonuçtur. bütün dünyada lumpenlik bu kadar yükselişe geçmişken, ulus devletleri yöneten insanların da bu kabiliyetsiz varlıklardan nasibini almaması düşünülemezdi.
yıllardır derim ki kapitalist sistemlerde kriz sözcüğü bir anlatım bozukluğudur. zira kapitalist sistem özü itibariyle krizin ta kendisidir. gelir adaletinin bu kadar ters yüz edildiği bir sistem boyalı krizdir. özü çürük ve bok kokmaktadır. kapitalist sistemin bu kadar uzun yıllar yaşamını var etmesi marks'ı biz komünistlerden kat be kat iyi anlayıp sistemlerine montaj etmelerinden geçer. marks'ın biz komünistlere bir ammentu gibi anlattığı enternasyonelleşmesiniz öğüdünü kapitalistler çok iyi kurgulayıp sistemlerine uyarladılar. fakat yığınlarca çomarı mobilize etmek için bir yandan da mutlaka ulus devleti tanrılaştırıp kitlelere masal masal anlatmaları gerekiyordu. bir süre sonra bu masalların ilizyonuna kendileri de kapıldılar.
olan biten kapitalizmin kendisini her gün daha fazla rezil etmesidir. ulus devlet ilkelliği ve kapitalist sistemin vahşi çelişkilerinin boy vermesidir.
ahval böyleyken trump'a bir deli veya çılgın tahlili yapamamaktayım. özellikle erdoğan'la olan son itilafında elinden geldiğince akıllı davranmaya çalıştı. trump çıyanı ne derse desin, erdoğan'ın suriye'ye gireceğini anlamıştı. tek seçeneği türkiye ile savaşa girmekti. ama her akıllı insan gibi iki nato devletini fiziki savaşa sürekleyen başkan olarak tarihe geçmek istemedi. lakin devlet beceriksizliği yüzünden bunu kimseye anlatamadı.
hele ki bugün kendi elleriyle sızdırdığı mektubu insana saç baş yolduracak cinsten. sözlüğümüzdeki nick altı savaşları bile daha edebi bir dille yapılmakta. ve kapitalizmin tabutuna bu bayağılıyla her gün bir çivi daha çakmakta.