ertesi gün apartmanın giriş kapısında kübra ile karşılaştık ilk kez.
cebimde cüzdanın arasına girmiş anahtarı bir türlü bulamazken, tatlı bir ses tonu;
"ben açabilir miyim" dedi. dün annesinin vajinasına kürek sapı girmediğini ve sessiz sikişmesi gerektiğini söyleyen o değildi sanki. "siz bizim yeni komşumuzsunuz sanırım" dedi.
ben "evet" yeni komşunuzum deyince kendini tutamadı ve güldü. kesin annesiyle kapıya üstsüz çıkma mevzusu konuşulmuştu. o konuşma aklına geldi ve güldü. "öküz gibi baktı" dememiştir. öyle bakmadım çünkü, belki aptallaştı, salaklaştı falan demiştir. "dili tutuldu şapşalın, mal gibi kaldı karşımda" demiştir sanırım. evet kesin buna benzer bir şeydi. evde olmadığım bir zaman konuşmuş olmalılar. yakalayamadım.
artık kapı önüne ayakkabı bırakmıyordum, eve sessizce girip çıkıyordum ve hiç ses çıkarmıyordum. o akşam ayşe ablanın evde olmadığı bir gündü. kübra saat 20 gibi eve geldi. daha kapıdan girerken telefonla konuşuyordu. telefondaki aynı iş yerinde çalıştıkları bir eleman sanıyorum. aynı zamanda da sevgilisiydi. sürekli iş yerindeki badirelerden bahsediyorlardı. sonra kübra kapatması gerektiğini söyledi.
hemen akabinde atakan ile konuşmaya başladı. "evdeyim, annem ankara'ya varmış, sen konuşmadın mı?" gibi sözler sarf etti. 10-15 dakika sonra atakan geldi. kübra ile tartışmaya başladılar. atakan kübra'nın sevgilisinden ayrılmasını istiyordu.
kübra ise "sen annemden ayrılıyor musun da benden bunu istiyorsun" dedi. atakan da "aptal aptal konuşma, annenden ayrılırsam bu eve nasıl girip çıkacağım salak" dedi.
ulan neler oluyor bu evde?