ferdi, atakan'a göre daha düşük profilli bir kişilikti.
atakan'ın kaliteli ayakkabılarını artık kapının önünde göremiyordum. ferdi'nin 3 yıl önce alınmış ağzı burnu yamulmuş çakma caterpillar'larını görmek benim bile yan daireye olan ilgimi azaltıyordu. atakan bakımlıydı. giyinmesini bilirdi. ferdi ise hayatında ilk kez macera görmüş, büyümüş sümüklü bir mahalle çocuğundan başka bir şey değildi. atakan'ı dinlemek keyifliydi. internetten öğrenmiş bile olsa belli bir genel kültürü, siyasi duruşu ve doğuştan gelen bir cesareti vardı. ferdi ise sönük, düşüncesel olarak ayşe ablanın bile etkisine giren, hele cazgır kübra'ya lafı hiç geçmeyen, ne denirse eyvallah çeken embesilin tekiydi. artık çoğunlukla yan dairede konuşulurken dinleme yapma gereksinimi bile duymuyordum. saatler süren diriliş ertuğrul muhabbetleri bütün keyfimi kaçıyordu.
ancak unuttuğum bir şey vardı. erkek olarak hala kübra'nın -atakan'ın yokluğunda bile olsa- gözdesiydim. o önemli bir şey olduğunda düşük profilli ferdi'yi hiç sallamaz ve hep bana koşardı.
kübra yine bir akşam ben eve geldikten kısa süre sonra kapıma dayandı. "girebilir miyim" dedi. "barıştık mı" dedim. "ben kimseye küsmem" dedi. niye selam vermiyordun diye uzatabilirdim, uzatmadım, sustum.
"atakan çıkacak galiba" dedi. "nasıl olacak o" dedim.
atakan'ın avukatı, kübra ve ayşe ablayla samimi çekilmiş ev içi fotoğraflarını ve kendi üstüne olan kira kontratını mahkemeye sunmuş. böylece girdiği ev resmi olarak kendinin oluyor ve haneye tecavüz sayılamıyormuş. ayrıca kübra'nın ferdi ile çekilmiş ve kendisiyle çekilmiş aşırı samimi fotoğraflarını da mahkemeye sunmuş. atakan'ın ferdi ile samimi pozlarını nereden bulduğunu sorduğumda, kübra tuzağa yakalanmış tilki gibi kalakaldı. kıvırdı ancak belli ki avukata atakan'ın isteği üzerine fotoğrafları yollayan yine kübra'ydı. kübra atakan'ın çıkmasını istiyordu. korkuyor ancak paralı yaşamak istiyordu. ferdi gibi bir sümsükle olmaktansa korkulu da olsa atakan ona umut olabiliyordu.
kübra o gece yine elimin altındaydı. ferdi'den cinsel olarak da memnun olmadığı belliydi. ancak ben yine elimi sürmedim. çünkü bu kızın ne yapacağı hiç belli olmayacaktı. küçük bir menfaat uğruna beni de harcatabilirdi. atakan'dan korktuğumu söyleyemem. ama onu düşman edinmek de istemem.
ayşe abla ise atakan'dan umudu kesmek hatta başka bir yaşam kanalı bulmak istiyordu. onun kafasında eskişehir'den kaçmak ve atakan'a izini kaybettirmek vardı.
bu kez kapıma gelen ayşe abla oldu ve beni evlerine davet etti. benimle konuşmak istiyordu, evde kübra yoktu. eve girdim. içeri geçtik. beni karşısına oturttu ve açık degajesinden bana bir görüntü verdi, hayır niyeti sevişmek falan değildi. bunlar beni beyin olarak kullanmak istiyorlardı. çok zeki sayılmazdım. ama onların çevresine göre çok fazlaydım. bana profesör muamelesi yapıyorlardı.
ayşe abla ağzındaki baklayı fazla eveleyip gevelemeden çıkardı.