sekiz yirmi'de uyandım ve işe yetişmek için apar topar hazırlandım. daire kapısından çıkar çıkmaz ayşe ablanın botlarını ve kübra'nın çizmelerini kapıda gördüm. geri gelmişlerdi.
sokağa çıkar çıkmaz, her sabah altıda kalktığını bildiğim ahmet abimi aradım. "he nevzat aradım seni dün akşam, kapalıydı senin telefon, çekti gitti seninkiler haberin olsun" dedi.
"hayırdır abi ya 3 günde ne oldu?" diye sordum tabii,
"yemek, temizlik, hayvanlara yem vermek zor geldi. zaten kızı telefonla görüşmekten ve telefon oynamaktan bir iş yapmıyor. kavga ettik, gittiler" dedi.
akşam dönüşte kapının önünde erkek ayakkabısı yoktu. kapılarını çaldım. kübra açtı. "hoşgeldiniz" dedim. "hoşbulduk" dedi. "çabuk döndünüz hayırdır" dedim. "ya içeri gir" dedi elindeki telefondan yine bir şeyler yollarken..
ayşe abla içeride incik boncuk diziyordu. bebek şekeri, nikah şekeri, künye, kolye bir şeyler yapıyormuş, sanırım 2-3 günlük kaybolmalarında bu malzemeleri almaya ya da yaptıklarını teslim etmeye gidiyordu, bilmiyorum.
ayşe abla yakınmaya başladı. iş teklifi geldiğinde temizlik, yemek, hayvanlara yem vermek denildiğini, oraya gidince sabahtan geceye kadar 1 dakika bile oturtulmadıklarını anlattı. tabii benim ahmet abiyi tanıdığımı bilmiyor, yardırdıkça yardırıyordu. "ev dedi, sanki tayyip'in sarayı mübarek, iki kat bir de çatı katı var, üç gün temizledim yine bitmedi" diyordu. "aman adamın kahvaltısı, öğle yemeği, akşam yemeği ayrı, rakısı, mangalı ayrı, ne eşi bitiyor ne dostu, bir sikmediği kaldı. birkaç gün daha kalsak onu da yapardı" diye söylendi durdu.
bugüne kadar çalışma yüzü görmedikleri belliydi. hazır yemeye alışmışlar, üç boncuk dizmeyi ve 8 saat süpermarket kasasında oturmayı iş sanıyorlardı.
benim için sorun yoktu, ben onların kıymetini gittiklerinde anlamıştım. ertesi gün 5 günlüğüne ısparta'ya sınavlarıma gidecektim. hazırlanmam gerekiyordu ve evlerinden çıktım. ısparta dönüşünde benim bir misafirim geldi. misafirim bu komşulardan haberdardı. benim geç uyandığım bir sabah, bir erkek ile ayşe abla'nın kavga ettiğini söyledi.
sümsük ferdi kim, ayşe ablayla kavga etmek kim? atakan mı çıktı diye müthiş heyecanlandım. ama ben uyanana kadar kavga bitmişti. öğrenemedim. bütün gün merakla akşam olması bekledim. akşam eve geldiğimde ise...
evet akşam eve geldiğimde ise evde yine hiç kimse yoktu. "yine mi ankara?" diye düşündüm.
ama kübra'nın evde kalması ve bana damlaması gerekiyordu. gece 23:00 oldu gelmedi. ayşe abla ankara'ya gitmişse ve dün gelen gerçekten atakan ise bunlar atakan ile birlikte kaçmış olmasınlar?
kafamda deli sorular.