-yav marmarisin girişinde bir köy der dururdu.
-gökçe köyü mü dedim.
-he he gökçe'dendi. biliyon mu sen ali'yi dedi.
krizi iyi atlatmıştım.
-kardeşiyim abi ben onun, dedim.
-süleyman abi, anadolu temziliğiyle hemen yalanıma inandı.
-vay yiğenim hoş gelmişsin, gel eve gidelim, yemek yiyelim çay içelim, demek sen bizim marmarisli ali'nin kardeşisin ha, dedi. ne yapıyor ali, hiç görüşemedik yav askerden sonra, dedi. adam bir de görüşmek falan ister diye korktum.
-sizlere ömür abiciğim, dedim.
-süleyman abi'nin gülümsemesi bir anda yok oldu.
-yapma yav, gencecik yaşında, ne zaman öldü, dedi.
-2 yıl oldu abi, kaza geçirdi, dedim.
-allah cennette kavuştursun yeğenim, bende abimi kaybettim bilirim acısını, dedi. ben de ona baş sağlığı diledim.
süleyman abi, yaşlandıkça candanlığı artmış olmalıydı, hiç piskopat bir hali yoktu. sevilir bir abiydi. evine gitmek hiç işime gelmezdi. benim lafı bir şekilde ayşe abla'ya getirmem lazımdı. bu eşinin yanında konuşulabilir bir konu değildi. diğer yandan tekrar tekrar konuya dönmesin diye, onu bir sürü yalanla abimin hatırasına doyurdum.
-süleyman abi, şimdi yengeyi rahatsız edip, iki ayağını bir pabuca sokmayalım, ev hali, utandırmayalım. buralarda bahçeli oturup yemek yenilecek bir yer varsa gidelim, erkek erkeğe konuşalım abi dedim.
yol dibi kahvesi diye bir yere gittik. burada köfte, tost falan da yapılıyordu. orada iki porsiyon köfte, iki de ayran söyledik. abi muhabbeti doygunluğa ulaştığı anda,
-abim en çok sizden bahsederdi, haymanadan geçerken bir göreyim dedim diye lafı toparladım.
-neyimden bahsetti be guzum, herkes gibiydik işte, dedi.
-senin bir sevdan varmış ayşe diye, anlatmışsın ona, ondan çok bahsederdi, dedim.
-bahsetmişim demek ki, dedi. "konuşmayalım bu konuyu be yeğenim," dedi.
-yapma be abi, kırma beni, hem seni görmeye hem bu hikayeyi dinlemeye geldim ben, dedim.
-madem, dinlemek istersin anlatırız be yeğen, seviyon mu sen böyle şeyleri, dedi.
-dinlemek için can atıyorum, dedim.
köfteler geldi. çatalının yanıyla bir köfteyi ikiye böldü. yarısını ağzına attı. bir yudum ayran çekip, elinin tersiyle ağzını sildi.
-gençlik işte neresinden başlamak lazım gelir dedi. uzaklara baktı. anlatmaya başladı;