Hollandalı denizci Jacob Roggeveen tarafından 5 Mayıs 1722 yılında keşfedilen ada, paskalya bayramında keşfedildiği için ismi paskalya ada'sı olarak anılmış. Norveçli kaşif Thor Heyerdahl, 1950'lerde Paskalya Adası'nda Güney Amerikalı yerlilerin yaşadığını iddia etse de kemiklerden elde edilen dna örnekleri burada yaşayan halkın pasifik Okyanusu'ndan gelen polenezyalılar'a ait olduğunu ve ilk olarak 318 yılında ayak bastığını tesbit etti. Adayı ilginç kılan içinde 974 adet heykelin bulunması. Şili kıyılarının 3 bin 600 km açığında bulunmasıyla dünyanın karaya en uzak noktası ünvanına sahip olan adanın gövdesini 507 metre uzunluğundaki Terevaka Yanardağı oluşturmakta. Tahitli denizcilerin 'rapa nui' adını verdikleri adanın antik isimlerinden biri 'dünyanın merkezi' anlamına gelen "Te-Pito-O-Te-Henua" ve 'cennete bakan gözler' anlamındaki "Mata-Ki-Te-Rani". Adanın tarihi geçmişinin 12 bin yıl öncesine dayandığı iddia edilse de net bir tarih geçmişi verilememekte, maoi heykellerine sahip olan ada gizemini korumaktadır. Yalnızca tek net bilgi, adanın Avrupalılar tarafından keşfedilmesinin ardından adaya giden ziyaretçiler nedeniyle bulaşıcı hastalıklarla halkın öldüğü ve misyonerlerce tarihi geçmişinin tamamen silindiğidir.
buradan
buradan