Yavaş yavaş kaybettiğim melekemdir.
eğlenmek
Şu yaşa geldim ve şunu fark ettim, herkesin işi ya da harcı değil bu.
Bazı insanlar nedense kendi kendilerini kategorize ediyor, farkında olmadan ya da olarak. Ama öyle acı ki bu durum, farkında değiller kaçırdıkları hayatın. Neyse, bir dahaki hayata artık.
Eğlenmek işinin Basit ve temel bir şey olması bir yana, ihtiyaç olması bir yana.
Şurada kıçıkırık bir modem altında her birimiz çeşitli şartlarla giriyoruz bu sözlüğe. Şimdi ben kalkıp Lorenz eğrisini, alternatif maliyeti, kâr maksimizasyonunu, tacir sıfatını, yöneylem çalışmasını, siyasi düşünceler tarihinde yer edinmiş türk kişileri, avrupa birliği'nin siyasi ve hukuki yapısını yazsam, okuyacak, “gerçekten okuyacak” çıkar mı dersiniz?
Google diye bir şey var. Siyaset sosyolojisi konusunda araştırma yapması gereken biri var diyelim. Tez konusu bu olsun. Gelip internete mi bakacak o biri? Milyon tane kaynak kitap varken, google'a siyaset sosyolojisine yön veren fikirler mi yazacak?
Yazdı diyelim. Buldu da bir şeyler. Hadi diyelim bulduğu şeyler x sözlüğünde.
Taraflı şekilde yazılma ihtimali %51 olan şeyi tezine konu mu edinecek?
Alanında isim yapmış başucu kitabı kıvamında örnek alınan kişilerin eserleri dururken neden zamanını çöpe atmayı tercih etsin bu kişi?
Etmez de zaten.
O sebeple, bana sana ona buna ya da x kişisine “sözlüğün anasını öptün lan yeter goygoy yaptın” demeden önce gerçekten bunu demek istiyor musunuz bir düşünün.
Elbette, bilgi en büyük zenginliktir.
Ancak eğlenceli bilgi, herkesin ihtiyacı.
Ben şu saniye sözlüğe devlet ve bürokrasi kuramlarını öğrenmek için giren bir tane insan bulamam, bulamayız.
“Benim o kardeşim, ben örgütsel davranış ve politik ekonomiye dair bilgi edinmek istiyorum.” diyen varsa, 8 milyarda 1 olduğunu, yani var olmadığını bilsin.
Bazı insanlar nedense kendi kendilerini kategorize ediyor, farkında olmadan ya da olarak. Ama öyle acı ki bu durum, farkında değiller kaçırdıkları hayatın. Neyse, bir dahaki hayata artık.
Eğlenmek işinin Basit ve temel bir şey olması bir yana, ihtiyaç olması bir yana.
Şurada kıçıkırık bir modem altında her birimiz çeşitli şartlarla giriyoruz bu sözlüğe. Şimdi ben kalkıp Lorenz eğrisini, alternatif maliyeti, kâr maksimizasyonunu, tacir sıfatını, yöneylem çalışmasını, siyasi düşünceler tarihinde yer edinmiş türk kişileri, avrupa birliği'nin siyasi ve hukuki yapısını yazsam, okuyacak, “gerçekten okuyacak” çıkar mı dersiniz?
Google diye bir şey var. Siyaset sosyolojisi konusunda araştırma yapması gereken biri var diyelim. Tez konusu bu olsun. Gelip internete mi bakacak o biri? Milyon tane kaynak kitap varken, google'a siyaset sosyolojisine yön veren fikirler mi yazacak?
Yazdı diyelim. Buldu da bir şeyler. Hadi diyelim bulduğu şeyler x sözlüğünde.
Taraflı şekilde yazılma ihtimali %51 olan şeyi tezine konu mu edinecek?
Alanında isim yapmış başucu kitabı kıvamında örnek alınan kişilerin eserleri dururken neden zamanını çöpe atmayı tercih etsin bu kişi?
Etmez de zaten.
O sebeple, bana sana ona buna ya da x kişisine “sözlüğün anasını öptün lan yeter goygoy yaptın” demeden önce gerçekten bunu demek istiyor musunuz bir düşünün.
Elbette, bilgi en büyük zenginliktir.
Ancak eğlenceli bilgi, herkesin ihtiyacı.
Ben şu saniye sözlüğe devlet ve bürokrasi kuramlarını öğrenmek için giren bir tane insan bulamam, bulamayız.
“Benim o kardeşim, ben örgütsel davranış ve politik ekonomiye dair bilgi edinmek istiyorum.” diyen varsa, 8 milyarda 1 olduğunu, yani var olmadığını bilsin.