20 yy. portekiz edebiyatının en büyük isimlerinden biri.
''insan kapalı bir pencerenin dibinde vızıldayan kör ve nafile bir böcekten başka nedir ki? pencerenin ötesindeki ışık ve ısı odağını icgüdüsel olarak hisseder. ama kördür, göremez; ışıkla arasına giren şeyi de göremez. dolayısıyla, gözü dönmüş bir halde ışığa yaklaşmaya çalışır; ışıktan uzaklaşsa da, pencereden geçerek ona asla yaklaşamaz.. bilim bu böceğe nasıl yardım edebilir? camın yüzeyinin eğri büğrülüğünü, pürüzlerini keşfedebilir, kimi yerinin daha kalın kimi yerinin daha incelikli olduğunu saptayabilir: ama kibar filozof, bütün bunlarla ışığa ne kadar yaklaşabilir? gerçekten görebilecek kadar yakın olabilir mi? sanırım dışarıdaki ışığa kendini fırlatabilmek için pencereyi bir biçimde zorlamayı her şeye rağmen başaran dahi insan ya da şairdir. o zaman da, herkesten çok daha öteye gitmenin sıcaklığını ve sevincini hisseder -ama, o bile, hep kör değil midir? ezeli hakikat'i gerçekten daha yakından tanıyabilir mi o?
izin verin, metaforu biraz daha sürdüreyim. kimileri pencereden ters yönde, geri geri uzaklaşır; önünde pencereyi bulamayınca, işte, o zaman, "camı aştık!" diye haykırırlar..''