bir sebepten ötürü veya keyfi olarak bir şeyleri ileri zamana ötelemek.
bu eylemi gerçekleştirirken hep aklıma bir daha geri dönüş olamayacağı gelir. bir buluşmaya geç kaldım belki o buluşmadan bir saat çaldım. o bir saat benim kaybım. bir mesaja geç kaldım belki o mesaj karşımdakinin anlık ruh hali. ben ona geç kaldım. birine geç kaldım, hayatına geç kaldım. çoğunlukla kalmamaya çalışırım kaybedeceğim zaman karşımdakine verdiğim değer çünkü. benim aramama, randevuma, mesajıma, ruh halime geç kalanlar da var. kaybedişlerini hüzünle seyrediyorum. o ruh halinin, mutluluğun, hüznün -geç kaldıktan sonra- hiçbir öneminin olmayacağının farkında değiller. ama ben farkındayım. ya çocukluk bu ya da olgunluk. bu şey her neyse benim için asla değişmeyecek.