gecenin şiiri

turuncu gemi
göz göze değilse bile yan yana seninle
bir akşamın
utançları perdeleyen sessizliğinde
gel seyrine koyulalım
birlikte koşturduğumuz bütün yolların
hani güneşle yükselip göklere
coşku saçan uçmaların ve çoğalmaların
gel seyrine koyulalım birlikte
bıçaklaşırken kağıt kağıt yırtılan
ve gittikçe sancılaşan tavırların

geçmişin umutsuzluk doğuran gecelerinde
sönmeden yanan kim
sonuçsuz sevinç ateşlerinde
tutuşmadan küllenen ve kaybolan kim
dünyanın bütün dil bahçelerinde
iki tek sözcük dolaşıyor yalnızca dilinde
hırs ve para
birinin
diğerinde kaybolduğu ihanet şarkısı
yüreği alıp mühürleyen
ve onurun
ölümüyle bütünleyen iyileşmez bir yara

varsın küllenen yürekler utansın
ne aşk giriyor artık sözlerine
ne dostluk
ne de inancımız olan kavga
konuştukça sayılar doluşuyor bakışlarına
konuştukça ayak oyunları
yalanlar
ve kurt dumanlı havaların

ben yine sevinçten ve coşkudan yana
bildikleri gibiyim dostların
iki çiçek büyütüyorum
yaz göğünü kucaklasın penceremde
bir gürültülü kokusuyla fesleğen
bir de haykıran moruyla menekşe
suladıkça diyorlar bana sessizce
aşkı tutsak edersen cüzdanlara çeklere
suların ışıklı türküsünü
bir daha taşıyamazsın çiçeklere

adnan yücel
bu başlıktaki tüm entryleri gör