kavuştukça
sonsuz ve ılık bir ülke soluğum
yabanıl ve makul ağzına
çünkü dehşet seviyorum, aşk mültecisiyim, çünkü
her yere yasaklıyım, yalnız serbestim sana
sana dokunuyorum kalaylanıyor gök
adını koyamadığım sessiz ihtilaller oluyor
fırtınalar oluyor, kasırgalar
çıldırtan bir güz yeşili örterken istek kipini
değdi değerken deniz kaçkını o mavi
çatılara, bulutlara, dumanına vapurların
şarkılar söylüyorum senin için değişik dillerde
bütün sevdalılar nehirler atlıyor, mevsimler
hele ana dilimle ki patlar oldum olası
sıkışmış mağma gibi yeraltında kaynayan
sana dokunuyorum, rastlantı olmaktan çıkıyor anlam
sana varıyorum, sular durmaz oluyor yataklarında
ki savunmalıyım diyorum güzel olan ne varsa
şu karıncalarla, günlerin yükünü taşıyan
böceklerle belki
bak çipolar çekiliyor gemiler
uzaklara çağırıyor düşü
sen mendil sallanışı gibi
dişil çiylerle kaplıyorsun denizi
ve açıkta, dalgada, sandallar gibi okşuyor suları
sözcüklerim
seninle aynı anlamda kavuştukça.
metin cengiz