gücü kalpten gelir. görünen gerçekliğin gücü ise akıldan gelir. hayal kalpte ne kadar yer edinebilirse, görünen gerçek ise aklı ne kadar ikna edebilirse o kadar güçlüdür. biri diğerinin topraklarında yaptığı savaşı kaybetmeye mahkumdur. hayal sınır tanımadığı için aklın kalıplarını yırtar ve sonuç olarak akıl tarafından kovulur, zahiren görünen gerçek de hisleri doyuramadığı için kalbe dokunamaz, kalp ona kapısını açmaz.
Örneğin şiir hisler ile örülür ve hayaller inşa eder. hayallerden de kalbe uzanır. bir şiir kalbe ne kadar dokunuyorsa o kadar güçlüdür. görünen gerçekliğe değinmekle pek uğraşmaz. bu görevi nesre bırakır. aklın kılavuz olduğu yollara düz yazıdır, talip.
olur da hisse dağıtmak isterse gerçeklikler pazarından, o zamanda bunu hayallerin dünyasından yapar; teşrif etmez görünen gerçekliğin yer yüzüne. anlatır anlatacağını kendine ait semadan. ışığı uzanır kalbe dokunur, akıl ona teslim olur. onun vereceğini almakla yetinir. istese de çıkamaz şiirin labirentlerinden.
Hayal bazen öyle bir yerden çıkar gelir ki akıl onda bulduklarına şaşkın şaşkın bakar durur, manayı hakkıyla verecek olan kalp bu duruma güler geçer.