yıllardan 2012, aylardan temmuz... pegasus airlines ile antalya'dan istanbul'a doğru gidiyorum. zalım pegasus hep ucuz biletlerini sabahın köründeki seferine koyuyor, biz de mecburen pilot daha mısır gevreğini yemeden yollara düşüyorduk.
yavaştan havalandık, yaklaşık otuz bin küsur feetteyiz... yumruğumu yastık belleyip uyumaya çalışıyorum. birden büyük bir alkış koptu... gözlerimi açtığımda vatandaşın biri o daracık koridorda diz çökmeyi başarmış ve bir de evlenme teklifi etmeyi başarmış... hem de sabah 6 uçağında! hostesler koşuşturuyor, şampanyalar patlatılıyor... hem de sabah 6 uçağında! kaptan anons geçiyor, mutluluklar diliyor... hem de sabah 6 uçağında! niye bu saatte be kardeşim? niye öğle uçağında veya akşam uçağında bu etkinliği yapmıyorsun? yenge uyku sersemi "ne bok yedim lan ben, uyku sersemi beni tufaya getirdi." diye düşünebilir diye kendi kendime konuşuyorum. bu sırada gözlerim lafa atlıyor; "abi allah rızası için uyu artık, bak daha önünde koca bir iş günü var." sabah 6 uçağında!