Bu eylemselliği gerçekleştirecek birey önceden çok dillendirmez genellemesi ne kadar doğru bilmiyorum. İntihar etmek durumunun anlık bir fiil değil süreç olduğu kanaatindeyim.
En az yaşamak kararı kadar intihar etmek süreci de olağan üstü bir süreçtir. İnsan ruhu bir kazana atılmışçasına yoğun kaynar durur bu süreçte. Daha önce bir çok yamayla mükemmeleştirdiğiniz sayısız anlamsallık kaotik bir entropiye dönüşür. Doğadaki ve insanlardaki bütün çelişkiler kıl kıl dağılır, çözülür bu süreçte. Zaten kendinizi çoktan param parça etmişsinizdir. Elinizde tuttuğunuz ruhunuzun yumakları kötü kokusu dayanılmazdır. Ellerinizden zaten nefret ediyorsunuzdur artık.
Gezegenler ve sonsuz uzay yıldızlar kadar çok nedenleri olabilir bu halin. Hepsinin son tahlildeki formülasyonu çaresizliktir. Dayanılmazlık ve dayanışılmasızlıktır.
Uzun süredir herkese çok ayıp olur diye intihar etmiyorum. Ulan yüz binlerce güzellik arasından böyle bir yaşama sebebi süzer mi insan kendine? Her şeyin entropisinden gelen koku burnumun direğini kırıyor.
Viktor hugo'nun da ölmeden önce dediği gibi.
"Işık, ne olur biraz daha ışık"