bazen bu ortamlarda intihar eden insanlar hakkında çok çirkin ifadeler görüp üzülüyorum. bundan daha beteri ise, son dönemde çok iyi eğitim almış insanlarımızın ekmeksizliğe mahkum edilerek, yahut ekmek ve onurlu yaşam, onlara hiç reva rgörülmediği için, yaşamına son veren gencecik insanlarımızın sayısındaki artış. ve bunda binde bin sorumluluğu olan yetkililerin çirkin demeçleri.
benim kanaatimce intihar son çare olarak bile düşünülmemesi gereken acılı dramların en büyüğüdür. fakat aynı zamanda onurlu bir yaşam eylemselliğidir de.
bundan 4000 yıl önce mısır'da bulunmuş oldukça edebi bir intihar mektubunu paylaşmak isterim.
ölüm önümde bugün
mür kokusu gibi,
rüzgârlı bir günde yelken altına oturmuş gibi.
ölüm önümde bugün
nilüferlerin kokusu gibi,
sarhoşluğun kıyısına oturmuş gibi.
ölüm önümde bugün
yıllarını tutsaklıkta geçirmiş bir adamın,
evini özlemesi gibi…