irade

ontolojik sancilarimin merhemi
İnsanoğlunun pek çok zinciri vardır yaşamında. bazen öyle bir duruma gelir ki, zincirleri için yaşamaya başlar, kanıksar onları. zincirlerden ağaçlar büyütür, sarmaşıklar ve dallar. onlar öyle bir hal alır ki bazen hareket etmesi güçleşir. işte bu hareket(sizlik) alanı içerisinde insan, kaderi sorgular. "kader varsa özgür iradem yok mu" der.. ama bunu sorarken gündelik telaşların kölesi olduğunu bilmez, bazen öz evladının bile ona zincir olduğunu, bazen işini kaybetme korkusunun, bazen geçim sıkıntısının bazen de hayallerinin peşinde koşma tutkusunun onun etrafını sardığını göremez ve kendini özgür zanneder. işte tüm bunların arasında, zincirlerini görmeksizin kaderi suçlamaya başlar, iradesinin olduğunu savunur. iradesi elbette vardır, ama bunu kendine ispatlayıp işini bırakabilir mi? kaderin ona ne getireceğini bilemez değil mi? aklında binbir soruyla başbaşa kalır. işini bıraktıktan sonra yolunun nasıl belirleneceğini bilmez ve kader algısı oluşur. irade kaderin çukurudur..
bu başlıktaki tüm entryleri gör