yaşam, zamansız. yaşamın hiçbir zamanı yok. çocukluk, kadınlık, erkeklik, yaşlılık, yaşam, ölüm, sevgi, sevgisizlik, doyum, doyumsuzluk, her şey iç içe. akıl, delilik, varlık, boşluk iç içe. kuzey avrupa'nın beyaz geceleri gibi. kararmayan havanın ardından, hemen gene, günün ağarması gibi.
tanımadığın bir kentte ne denli isterdin yitip gitmeyi... ama öyle kolay değil. henüz rüzgarlara doydun mu. sor kendine...
bir yüksekliğin, bir başıma olduğum bir yüksekliğin en ucundayım.
ve bana geceler yetmiyor. günler yetmiyor. insan olmak yetmiyor. sözcükler, diller yetmiyor.
yolculuklara dönüyorum. kentlerden sakladığım resimlere. duramam.
kendimden uzaklaşmam gerek.
kentten ya da ülkeden ayrılmadığım günlerde oteli değiştiriyorum. kendi kendimden böyle bir rahatlıkla, çıkıp gitmeyi nasıl da isterdim.
herhangi bir yol. bu yolun istanbul'da bitmesi bir rastlantı.
tezer özlü - yaşamın ucuna yolculuk