John Ronald Reuel Tolkien, İngiliz yazar, şair, filolog ve profesör unvanlı akademisyen. Uzmanlık alanı Anglo-Saxon Dili ve Edebiyatıdır. Hobbit, Yüzüklerin Efendisi ve Silmarillion gibi fantastik kurgu eserleriyle tanınır.
Not : Bir sitede okuduğum yazı çok hoşuma gitti.
Zannediyorum ki “fantastik edebiyatın babası” tabirini işittiğimizde çoğumuzun aklına J.R.R. Tolkien geliyor. Peki neden? Yalnızca kurucu niteliği taşıdığından mı? Sanmıyorum. Ne miydi onu ilahileştiren?
Tolkien'in eserlerini özümseyebilmek için öncelikle yaşamına ve sosyal hayatına bakılması gerekir. Kendisi İngiliz Ordusu'nda görev almış, Birinci Dünya Savaşı'na katılmıştır. Sanayi Devrimi'yle birlikte gelişen olaylara bizzat tanıklık etmiş, doğanın yok olmaya başlayışını kendi gözleriyle görmüştür. Bu nedenlerden dolayı bir nevi kaçış edebiyatı yapmıştır. Zamandan ve mekândan uzaklaşarak şimdilerde fantastik edebiyat dediğimiz türün temellerini atmıştır.
Samimiyet ile epikliğin mükemmel birleşimi, Tolkien'e olan hayranlığımızın kaynağıdır aslına bakılırsa. Hangimiz Orta Dünya'nın o güzelim coğrafyasında gezinmek istemedi ki? Veya hangimiz Elflerin akraba kıyımında, Turambar'ın yazgısında kederlenmedi?
Elf dilinin Shakespeare dönemi İngilizcesi'ne, Rohirrim'in Eski İngilizceye benzemesi gibi ufak görünen lakin çok önemli ayrıntıları da Tolkien'in dile olan yatkınlığına borçluyuz. Tebessümlerimiz, gözyaşlarımız, duygulanışlarımız hep Tolkien'in o yakınlığı sayesinde vuku buldu.
Bu hislerimiz yalnızca Orta Dünya'da gerçekleşmedi. Roverandom gibi çocuk hikâyesi görünümlü ancak göndermelerle dolu bir eserde de, Sigurd ve Gudrún Efsanesi gibi mitolojik bir öyküde de bu durumları rahatlıkla görebiliyoruz.
Elbette Tolkien ve eserlerine dair bu kadar söz kâfi gelmez. Lakin şu ana kadar pek çok tartışma yapıldı ve yapılmakta. Kimileri alegoriden dem vursa da Tolkien'in kendisi açık bir dille kaçındığını belirtmiştir, bundan sonrası fuzuli bana kalırsa.
Bugün Tolkien'in bir kitabını yeniden okumalıyız. Onu yaşamak ve yaşatmak için.