Antikçağın felsefi düşüncelerinin aktarılmasında çok önemli bir rol oynayan Johannes Philoponus'un düşünceleri ise erken dönemde bilinmez. Doğuştan Hristiyan olan Yeni-Platoncu düşünür Ammonius Hermiae'ın müridi olan Philoponus, MS II. yüzyıldan itibaren Mısır'da aktif olan ünlü İskenderiye Okulu'nun ileri gelen temsilcilerinden biridir. Justinianus'un Atina Okulu'nu kapatarak pagan felsefesine fiilen son verdiği 529 yılında Philoponus, Hristiyanlığın yaratılış kavramını savunarak Aristotelesçi felsefenin temellerinden birini yıktığı De aeternitate mundi contra Proclum kitabını yayımlar. Philoponus tarafından öne sürülen savlar Bonaventura da Bagnoregio tarafından yeniden ele alınacak ve İbn Rüşd'ü savunanlara karşı kullanılacaktır. Philoponus'un Aristoteles'i konu alan yorumları çok daha geç tarihte tanınacak, ama onlardan etkilenecek olan Arap ve Yahudi filozoflar, skolastikler için önemli karşılaştırma noktaları oluşturacaktır.
Hippo piskoposu Augustinus da Yeni-Platoncu düşünürlerin yazıları hakkında doğrudan bilgi edinir ve kendi felsefi bilgilerinin büyük kısmını onlardan ve ortaçağda çok okunan Kitabı Mukaddes yorumlarının ve okul kitaplarının yazarı, hatip Marius Victorinus'tan elde eder.
Platonculuk ve Yeni Platonculuk genelde geç antik dönemde Yunanistan civarındaki Hristiyan kuramsal faaliyetlere nüfuz eder ve bu etki Batıya da yansır: Saygın orta çağ uzmanı Etienne Gilson bu dönemin felsefesini tarif ederken “Babaların Platonculuğu” ifadesini kullanır.