Ağır bir söz bu aslında. Uzaklarda sevilen yar değildir, gülle bülbülün hali değildir, ilk aşk, hayat arkadaşı, hepsi bu sözün altında ezilir.
Erkek kadının eksikliğiyle doğdu. Onunla büyüdü. Doğayla, diğer erkeklerle, kendiyle mücadele etti. Sevdi, aşık oldu. Aile kurdu. Ama bir kadını diğer parçası gibi kabullenmek başka bir şey. Yatakta boşlukları doldurmak kaşık pozisyonunda uyumaktan ibaret değil, hayallerinin hislerinin içinde boşluklarını birleştirmek, erkeği olduktan sonra kadını olarak işlemek gerek. Onunla değilken bile kadınının o olduğunu bilmek gibi bir şey bu. Bu hisse ulaşınca insan gerisi çok eğreti ve geçici duruyor. Aşktan öte bir his bu.