kadınların güç istenci

ontolojik sancilarimin merhemi
Nietzsche "Der Wille Zur Macht" dediğinde salt kadına veya salt erkeğe ait bir istençten bahsetmiyordu. Evrensel bir kavramdı bu. Felsefi bir kavram olarak güç istenci, eğer varsa, her yerde aranır. Erkekler, kadınlar veya dişlerini sol elleriyle fırçalayanlar muaf olamaz bundan. Eline iktidarı geçiren herkes birer Hitler'e ya da Stalin'e dönüşmeye adaydır. Gücü, örneğin siyasi olarak birilerinin ellerine veren kitleler, kadınlardan "ve erkeklerden" (hatta erkeklerden ve kadınlardan) oluşur. Gücü devralan kişi de çoğunlukla erkektir. Bununla birlikte, bütün kadınlar bu ne idüğü belirsiz "çember dışına çıkarılmayı" deneyimlemiyor olabilir. Kuzey toplumları var, kadın-erkek düzlemini aşan toplumlar var, dünya bizden ibaret değil. Belli ki derdimiz beynelmilel bir kadın kavramıyla. Eğer böyleyse buna söylenecek bir şey yok. İki cinsiyetin birbirini bazı konularda anlaması olanaksıza yakın zaten. Herkes kendi borusunu öttürüyor.

Not: feminist değilim.
bu başlıktaki tüm entryleri gör