kedi

turuncu gemi
bütün gün fırlamalık ve şefkat peşinde muhteşem asil vücut dili olan hayvanlardır. 2 ayı biraz aşkın süredir bana biraz emrivaki bir şekilde kapkara bir kızın hediye edilmişliği var. göğsü ise bembeyaz. ilk başta kendisine o kadar antipati beslemiştim ki ona daha önce konulan ''gece'' ismiyle bile seslenmiyordum. ''kedi'' diye çağırıyordum. şimdi ismini kedi olarak kanıksadı. ben hala onu sevmiyorum. o kendini bir şekilde sevdiriyor eşşolusu. ilk evime kabul ettiğimde balkonda yatar geceleri diye düşünmüştüm. şimdilerde geceleri üzerimde değil de azıcık bana yatakta yer bırakacak şekilde uyuduğu zamanlar şükretmekteyim.

belgesellerde kedilerin bizi de büyük kediler olarak gördüğü söyleniyor. iyi de bu hayvanlar hiç sorgulamıyorlar mı doğada hangi kedi hangi kediyle yiyeceğini paylaşır. kendi yemeden diğer kediyi doyurur. pasif içiçilikten ciğerlerine zarar gelmesin diye prenses hazretleri odadayken günde üç paket sigara içen büyük kedi sigara yakmaz. uyku saatlerini diğer kedinin oyun saatlerine göre ayarlar. bunları hiç mi düşünmez bu kediler?
bilimin söylediğinden bağımsız başka bir bağ kesin olmalı.
bu başlıktaki tüm entryleri gör