son 20 yılda belirli periyotlarla birer tepki olarak patlayageldiğini düşündüğüm alışkanlık. aslında artık bir alışkanlık da değil; zira alışmak acıklı bir süreçtir -artık kitap okumak insanlara iyi geliyor. kötü olunuyor; kitap okunuyor; kitap, okuyucusuna iyi geliyor ve ilişkiye ara veriliyor. bir tür süper-kaçışın kanallarından yalnızca biriymiş gibi artık kitap okumak. birbirlerine kitap hediye eden insanların oluşturduğu manzaraya bakın; antidepresanını arkadaşıyla paylaşan insanı nasıl da çağrıştırıyorlar...
kaçışın, tepkinin sebebi bir nevi boşluk olmalı. insanların boşluktan kaçması, boşluğu daha da büyütürken, kaçışın kendisine darbe vuruyor; onu yavaşlatıyor (masal anlatıcısı insanlara her zaman iyi gelir)her şeye rağmen bu kutsal boşluğun, insanlığı bir arada tuttuğunu söyleyebilir). bir gün kaçış da eskisi gibi sürmediğinde, değil kitap okumayı, boşluğu bile yeniden tanımlamak zorunda kalacak gibiyiz.