konuşmak

ontolojik sancilarimin merhemi
insan, konuşurken canileşir. bu yüzden en güçlü anlarımızı susarken yaşarız. bir düşünsenize; konuşmakta olan birine nadiren aşık olunur -eğer kendini ifade etmeye çalışırken, dilin kafesi içinde çıldıran birilerine aşık olanlar varsa, onları da mıymıntılar olarak görebiliriz-. karşılıklı susuşmaların herhangi bir hükmü olmasa da, bu susuşlar nadiren, inanılmaz bir atmosfere sahip baştan çıkma savaşlarına sahne olabilir. susarken etik dünyanın geveze avukatı olan dil, yuvasına çekilir ve yerini estetik dünyanın tutsağı, dudaklar eline alır..
bu başlıktaki tüm entryleri gör