türkçeye "sisle gelen yolcu" olarak çevrilmiş bir jean christophe grange romanı.
elime alır almaz bırakamadığım, uyumadan önce, uyanır uyanmaz, otobüste, tuvalette...
psikolojik gerilim nedir sorusunun cevabı olacak nitelikte bir roman, cinayetler, mitoloji, psikoloji...
nerede olursam olayım okumaya can attığım bu romanın tek kötü yanı, harika bir sonla bitecek iken, granj abiye birileri herhalde "böyle olmaz, çok klişe biter, bak şöyle yap, hem ters köşe olur" demiş olması herhalde.
bu kadar güzel kitap, bu kadar kötü bir sonla biter miydi yahu?