artık gözlerini saklayacaktır genç kız. yaba eller küçük sivri çenesinden tutup kaldırmadığı sürece yere, tavan süslemelerine ve döşemelere bakacaktır. ışığın kara delikten kaçışı uzayın neresinde son bulabilir ki?! karanlığı kim üfleyebilir? şimdi onun gözleri cevapları yutuyor. bir gün terzi kadına kendi giysilerimden birini götürüp teslim ettiğimde, iadeyi genç kızdan alacağımı bilirim. ancak o sadece kıyafetimi iade edeceğini düşünür. düşünceleri odak noktasını kaybetmiştir artık. küçük mutlu kasabasının sahiline kurduğu derme çatma liman, pek de öldürücü olmayan dalgalarla boğuşmaktadır. bir çita ön patilerinden birini önünde kaçan yavru ceylanın arka ayaklarından birine hafifçe dokundurursa, yavru ceylan yaşama dair ilk güdüsünü edinir (bu güdü aynı zamanda ölüme de dairdir). yanan bir mumun en parlak evresi, sönmeden 1 saniye önceki hâlidir. işte sonunda genç kızın gözlerine ulaşan korkunun tonu da en çok bu zamanda belirgin hâle gelir.