urfa doğumlu. henüz kendisi üç yaşındayken ailesi urfa'dan adana'ya göç etmiştir. (bkz:arabesk) müziğin tartışmasız en büyük devlerinden biridir.
(bkz:halkev)i'nden geçip trt (bkz:çukurova) radyosu'na uzanan hikayesi, bin dokuz yüz altmışlardan itibaren köyden kente göçün yaşandığı süreçte oluşan arabesk kültürün müzikal dokusunda baba lakabıyla taçlanmıştır.
belki farkındayız ya da değiliz, toplumda herkesin ya da her kesimin bir sesi, bir ikonu varıdır. müslüm gürses'i çağdaşlarından ayıran en büyük özelliği toplumda itilmiş, ötekileştirilmiş, göreli olarak acı çeken, yoksul insanların sesi olmasıdır. yaşamı ve dinleyici kitlesi akademik çalışmalara konu olmuş ve hakkında doktora tezleri yazılmıştır.
doğrudur, dinleyicilerinin belli bir kesimi kendini jiletleyen prototiptir. işte müslüm gürses'in ve dinleyicilerinin ne olduğu ya da ne olmadığı konusunda en önemli nokta budur. koluna ya da vücudunun başka bir bölgesine jilet atan birinden çıkan kan, etin yırtılması ile çıkan kan, insana dehşet verebilir. çok acı çektiren bir eylem olduğu düşünülebilir. ben gözlerimle gördüm. kendisini jiletleyen kişi yarayı, adeta kamera belli bir noktaya odaklanır gibi, öne doğru uzatır. bu eylem ile karşıdaki kişiye verilen mesaj aslında şudur. senin burada gördüğün etin kesilmesi veya yırtılması ile akan kan… bu eylemin bana çok acı verdiğini düşünebilirsin. doğrudur yaptığım eylem bana acı veriyor. ama bu kanın, yırtılan etin acısı ne ki? bu gördüğün yaranın gerisinde, daha içerilerde çok daha büyük acılarım var benim. yoksulluk, işsizlik, alt tabaka olarak toplumda aşağılanma, hani varoş dediğin var ya… işte o acı gördüğünüzden çok daha büyük acı vermekte bana.
(bkz:haşmet babaoğlu) bir söyleşide, “müslüm gürses'in ölümü bana toplumumuzdaki ikiyüzlü entel sanatseverleri göstermiştir. hayatında hiçbir zaman müslüm gürses dinlememiş insanların – sanatseverlerin – onun ölümüyle beraber ki son zamanlarındaki farklı müzikal denemeleri sonucu, bir anda müslüm gürses hayranı kesilmeleri tam anlamıyla bir ikiyüzlülüktür. ben müslüm gürses dinleyicisi olmadım. dinlediğim şarkıları vardı ama kendimi müslüm gürses dinleyicisi ya da hayranı olarak tanımlayamam. ama bunlardan çok daha önemli bir şey var ki ben müslüm gürses'i tanıdım. onunla oturup kalkmışlığım, sohbetim, arkadaşlığım oldu. ben böyle bir şerefe eriştim. onu tanıyan biri olarak müslüm gürses'in en büyük özelliğini sizlere söyleyeyim. müslüm gürses, müslüm gürses olduğunun farkında bile olmadan yaşayan bir insandı,” demiştir.
arada belirtelim eşi (bkz:muhterem nur) çok güzel bir kadındır.
müslüm gürses'in sanatı hakkında eleştirilerimiz var mıdır? evet vardır, hem de çok. ama bu başka bir yazının konusu. öyle ya da böyle bir şekilde ezilenlerin sesi olduğu için, evet tam da böyle olduğu için, saygımız eksik değildir kendisine…