Bir Sonuçtan yola çıkarak, bu sonucun olası sebeplerini ararken "neden" sorularını ardı ardına sorarak bilgiye ulaşma süreci bilimin içerisinde mevcuttur.
Örneğin; (atıyorum) herhangi bir yükseklikten serbest bırakılan bir cisim neden yere düşer?
-kütlesi olan her cisim birbirine bir çekme kuvveti uygular. Dünya ve serbest bırakılan cisim bir kütleye sahiptir.
Kütlesi olan cisimler birbirlerini neden çekerler? Dünya ve diğer cisimler neden bir kütleye sahiptir?
-her kütle uzay-zaman düzlemini bükerek kendi etrafında bir çekim alanı oluşturur. Kütle, madde miktarını temsil eden bir büyüklüktür ve her maddenin bir miktarı vardır.
Kütleler uzay-zaman düzlemini neden bükerler?
Bu düzlemin bükülmesi neden bir çekim alanı oluşturur?
Sorular bu şekilde devam edilebilir. Her biri cevaplandıktan sonra bir yenisi sorulur. Bu sorular hemen hemen hiçbir zaman bitmez fakat değersizleşebilirler.
Doğamız gereği Her şeyin nedenini bilmek isteriz, ancak her şeyin nedenini bilebilecek kapasiteye henüz ulaşabilmiş değiliz. Hiçbir zaman da ulaşamayacağızdır. Çünkü nedenini bilmediğimiz bir sürü şey ortaya çıkmaya devam edecektir ve hiçbir insan ömrü her şeyi öğrenmeye yetmeyecektir.
Yine de merak etmek ve bu merakı gidermek, saatlerce tuttuğunuz çişinizi yapmaktan ve hatta sabaha kadar defalarca orgazm olmaktan daha keyifli geldiği sürece umut var demektir.