+şerefe arkadaşım.
-şerefe. buralı değilsin değil mi?
+ neden soruyorsun? elbette buralıyım, evlat!sadece biraz uzaktan.60 yıl. sen daha o zamanlar portakal kabuğunda vitamindin, tamam mı?
- 60 yıldır neredeydin?
+ uzakta, ve artık geri döndüm.
-anlıyorum.
+anlamıyorsun. hiçbir şey anlamıyorsun. buradaki her şey çok farklı görünüyor, arkadaşım.orada bir okul vardı.üstüm başım kir içindeydi.sınıfın önünde esas duruşta bekleyip hitler'e "yaşasın hitler" diye selam vermek zorunda olduğumuzdan altımıza ederdik.o yaşlarda durumu gerçekten idrak edemezsin.
-ne yaparsın o halde?
+herkesin yaptığını. burada olmak her zaman güzeldi, tamam mı?yoksa sen farklı bir görüşte misin? öyle mi? farklı bir görüşte misin?
-belki de bugünün perspektifinden...
+evet. bugünün perspektifinden "bugünün perspektifi" o zamanlar anlamsızdı, arkadaşım.bugünün perspektifinden 60 yıl uzaktaydım.cidden hatırlayamıyorum. şu otopark bir zamanlar oyun alanıydı.bütün öğleden sonraları arkadaşlarla orada takılırdık.en küçük ben olduğumdan hedef ben olurdum. böylece geçip gitti.buranın ön tarafında babam bana bisiklet sürmeyi öğretmişti.
kaç kere yere kapaklandım cidden bilmiyorum.ama denemekten asla vazgeçmedi. hep devam ettik.bir gün birden bire tek başıma bisikleti uzun süre sürebildim. güzeldi, belki bisiklet benim
için biraz fazla büyüktü. bisikleti öyle gururlu sürerdim ki insanlar buna gülerdi."sana gülmelerine izin verme" babam hep böyle derdi.ama hiçbir zaman bana güldükleri hissine kapılmadım.mutlu olduklarını düşünüyordum.
-sonra birden gittiler mi?
+bir keresinde babam beni gece vakti uyandırıp şöyle dedi:"benimle caddeye gel evlat.sana bir şey göstermek istiyorum."sonra beraber sokağa çıktık.avucuma birkaç tane taş koyup şöyle dedi:"elinde neler var bak bakalım."sonra bir tane taşı alıp şu camı kırdı.evet. tam oturduğumuz yerdeki camları.insanlar sokağa çıktı.zifiri karanlıktı.bugünkü gibi aydınlık değildi, çünkü artık insanlar karanlığa dayanamıyor.zifiri karanlık.bütün millet taşlarla camları kırıyordu.babam buradaki pencere camlarını paramparça etti. bense sokakta ayakta dikiliyordum.
her yer kırık cam parçalarıyla doluydu ve yanıyordu, sokak ateş yüzünden çok aydınlıktı.ağlamaya başladığım anı net bir şekilde hatırlıyorum.şimdi neden diye sor bakalım?
-neden?
+çünkü o kırık cam parçaları üzerinde artık bisiklet süremeyeceğim diye düşündüm.