okumanın düşünceye sınır çizmesi

ihtiras limani
schopnehauer' ın ne demek istediğini anlamadan bu sözü geçersiz saymak, ancak kendi ve kendi gibi insanlar bakarak genellemekten başka bir şey değil. fikir tembelliği diye bir şey var ve bu tespit sadece schonephaur'a ait değil. cemil meriç de bu konudan çok bahseder. algı oyunu, algı operasyonu şu bu.. tüm bunların hepsi, sizden daha iyi ve daha derinlemesine düşünebilen bir güçle karşılaştığınızda iç dünyanızda uyanan içten içe çoğu konuda haklı olabileceği düşüncesidir. etkilenme beraberinde katılmayı getirir, zamanla aynı fikirlerin savunucusu olursunuz. öyle olmasaydı, insanların çoğu inandıkları ilk dinin kapıldıkları ilk siyasi akımın içinde ömürlerini tamamlamazlardı. geçişler, tüm insanlığa bakınca oldukça az kalır.

bugün bilgi çağında bile bu sınırlı oluyor. varın schopenhauer'ın yaaşdığı zamanda düşünürlerin ve kitapların insanı nasıl avucuna aldığını siz düşünün. yahu insanlık dediğimiz kalabalık binlerce yıl boyunca köleliğin çok haklı evrensel bir şey olduğuna inanıp buna göre yaşamış. insanlık her zaman şüphenin ve merakın ardından analitik düşünceyi kendine rehber edinip yol almadı. senin için öyle olması, ya da doğru olanın o olması, gerçeğin o olduğu anlamına gelmiyor. felsefenin ve siyasetin de ayrılma noktası tam olarak burası.
bu başlıktaki tüm entryleri gör