Çok boktan bir olay.
Çok sevdiğiniz birini düşünün; Bu herhangi biri olabilir, Onunla günün çoğunu beraber geçirdiğinizi falan...
Ve onun bir gün artık nefes almadığını düşünün.
Kendinizi Çılgınlar gibi yere atarsınız, duvarlara çarparak onun bulunduğu o soğuk çekmeceyi yani morgun kapısını ararsınız.
Ve işte karşınızdadır, görevli kapağı açar alelade bir biçimde kefene benzemeyen ama beyaz olan bir şeye sarmışlardır bile.
Oraya getirildiği sedyeye, üzerine örtüldüğü çarşafa bakar ağlarsınız. Görevli izin verir ona dokunmanıza ve daha bedeni sıcaktır. Sanki gözünü açsa konuşacak gibidir ama yaşama emaresi olarak kalan tek şey sadece bedenidir ki o da soğumaya başlamıştır.
Ölümün ne olduğunu henüz kavrayamamışsınızdır. Kişi müslümansa son KEz abdest alması için gasılhaneye götürülür. İşte orada onu kefen içinde görünce kafanıza ölüm ile ilgili bir şeyler dank eder çünkü artık o buz kesmiş ve kaskatı kalmıştır. Yine de yakıştıramazsınız.
Kabre doğru o gittikçe siz de gider, siz gittikçe de canınızdan can gitmektedir.
İşte en acı gerçek orada durmaktadır. 1 metreye yakın derinlik ve 80 santimlik genişliği ile size bakar o gerçeklik. Hocanın telkin vermesi ile sadece kişinin alnı tahtaya vurmaz size de birileri bir şeyler vurur sanki.
Hay ben böyle ölümün içine dersiniz.