ömer hayyam sözlüğümüzde yazar olsaydı şöyle cevap verirdi;
benim yasam artık şarap, çalgı, eğlenti;
dinim dinsizlik, bıraktım her ibadeti;
nişanlım dünyaya: ne çeyiz istersin, dedim:
çeyizim,senin gamsız yüreğindir, dedi.
benden muhammet mustafa' ya saygı ve selam:
deyin ki, hoş görünürse, bir şey soracak hayyam:
neden yüce efendimizin buyruklarında
ekşi ayran helal da güzelim şarap haram?
benden hayyam' a selam söyleyin demiş
peygamber;
sözlerimi yanlış anlamışsa çiylik eder:
ben şarabı herkese haram etmiş değilim ki
hamlara haramdır, doğru, ama olgunlar içer.
kim demiş haram nedir bilmez hayyam?
ben haramı helalı karıştırmam:
seninle içilen şarap helaldir,
sensiz içtiğimiz su bile haram.
yüreğinde sıkıntı varsa esrar iç,
ya da birkaç kadeh gül renkli şarap iç.
onu içmem, bunu içmem der durursun:
ahmak herif, git zıkkımın pekini iç.
nazım ise hayyam'a şöyle derdi;
şarapla doldur tasını, tasın toprakla dolmadan,» dedi hayyam.
baktı ona gül bahçesinin yanından geçen uzun burunlu, yırtık pabuçlu adam :
ben, bu nimetleri yıldızlarından çok olan dünyada açım,» dedi,
şaraba değil, ekmek almaya bile yetmiyor param...