küçücük hücresini evren yapıp faşizme boyun eğmemiş hdp lideridir. demirtaş'ın basına verdiği son demeçle ilgili bazı satır başları şöyledir.
''akp'den ayrılarak parti kuracaklarını söyleyen kesimlerin nasıl bir program ve kadroyla yola çıkacaklarını bilmiyoruz. bunların akp tabanını etkileme gücünün olup olamayacağı da belli değil. ancak ileri demokrasinin adresi olmayacaklarını şimdiden söyleyebiliriz. merkezinde sol hareketlerin olduğu bir demokrasi bloku dışında hiçbir alternatif ne gerçekçi olabilir ne de umut.''
akp iktidarı, kapitalizmin ve neoliberalizmin 20-30 yıl önceki en vahşi halini kendi ülkesinde uyguluyor. almanya, fransa, ingiltere, kanada, japonya gibi ülkeler dahil, çok sayıda kapitalist devlet, kendi ülkelerindeki doğa katliamlarını en aza indirecek tedbirleri alarak risklerin tamamını 3'üncü dünya ülkelerine havale etti.
''siz bugün kanada'da bu kadar acımasızca ağaç kesip böylesine tehlikeli bir şekilde altın arayamazsınız. ama kanadalılar bunu türkiye'de rahatlıkla yapabilirler. bugün artık türkiye'nin bütün doğal güzellikleri utanmazca, insafsızca sermayeye peşkeş çekilmektedir. işin daha hazin ve vahim tarafı ise akp iktidarının bu yolla yabancı sermayeyi ülkeye çekmiş olmayı başarı hikayesi gibi sunmasıdır. neoliberalizmin kesintisiz büyüme ve aşırı tüketime dayalı işleyişi, doğanın tüm kaynaklarını da sermayenin hizmetine sunmaktan çekinmez. mevcut ekonomik kriz derinleştikçe, akp iktidarı daha ağır ekolojik felaketlere yol açacak peşkeşleri sürdürecektir. oysa onurlu bir yaşam için, yeteri kadar gelir için, işsizliğin önlenmesi için kapitalizme mecbur değiliz.''