ah be arkadaşlar birkaç gün önce ekşide yazıp tanınmamak için sildiğim satırları buraya copy paste yapmaya karar verdim. burda da tanınmam herhalde. çok içten geldi yazdıklarım. bu şarkıyı biraz daha dinlersem hakkın rahmetine kavuşacağım :
yani, bize de önümüze bakmak düştü artık ama önümüze bakamıyoruz bazen elbette. yanlış anlama, gerçi neden anlayacaksın yanlış, sen bir an için bana dönüp bakmamış insansın, hiç yanlış dahi anlar mısın?..
yanlış anlama yani önüme bakmak istemekten bahsederken yanlış anlama. ama keşke anlasan, korksan, uzakta seni her zaman beklemiş bir kızı ilk defa kaybetmekten korksan... ama zor.
ben bu arabanın gazına 2011'de basıp, ara ara dursam da, birileri senden sonra trilyon kişiyle görüşüp, bir başkası senden sonra aniden bir başkasıyla görüşünce en çok ben üzülüyorum, yüreğin üzülür korkusuyla. ama bilmiyorum hislerini. hep tahminlerle çıkıyorum yola. seni çalışkan sanmak, kültürlü sanmak, yakışıklı sanmak dahi bir tahmin değil mi, sen kendini uzak tutarken benden başından beri? seni sevip sevmeme ihtimalini sahih bir şekilde anlama imkanı vermemişken bana ? ben farkedilmeyi böylesine beklemişken neden haketmedim, bir bilsem. neden görmedin beni, bir bilsem.
benim burada çaylak çaylak yazdığım her entry, şişenin içine konulan not gibi. denize atılmış o sözlerin üzerinde gözün gezinse ne değişir? bulsan bu şişeyi ne değişir?
ama bazen 2 ekim metrosunda gördüğü güzel kız için ortalığı velveleye veren adamın tarzında başlıklar açmak istiyorum. hep sana ulaşma isteği, el sallayıp sallayıp tepkini bekleme isteği. ama ben yeterince gözüne soktuğum için o sevgiyi, böyle olmadı mı her şey zaten?
çaylak olmasam ne değişirdi ki? fark eder miydin beni?
benim buraya yazdığım her yazıyı sen görsen, adım adım daha da uzaklaşırsın. gerçi siliyorum hep sonra. faydasız buluyorum.
somali'de ne yapıyorsun merak ediyorum. elimde sadece facebook verileri var ne acı. seni facebooktan bilmeye çalışmak ne kötü. bu kadar yalansızım bu kadar hesapsız. birileriyle iletişim kurup bile seni soramam ben...
demiştim ya, ben aslında seni tanımıyorum.
tanımadığım "sen"e "hep böyle kal." demek istiyorum nedense bu akşam. keşke kalmasan, bir defa da merhamet eden bir halin karşılasa beni. bir hayırlı akşamlar mesajı gibi. vallahi öyle sakin olurum ki, hiç çok mesaj atmam sana... sana hep böyle kal derken ben kendime hep böyle kal demek istiyorum, ama sen sevmediğin için beni, bir türlü kendimi sevemiyorum :
https://www.youtube.com/watch?v=sGZDp5N633s