mao sağlığında derdi ki; ''maşallah herkes maocu ama beni anlıyabilen bir kişi bile yok etrafımda''. tamam maşallahı ben ekledim. mao ve freud'un ne ilgisi var, çıktık yola birkez kurarız.
''hoca da her şeyi cinselliğe bağlıyor'' demek, her ne kadar kendisine sığ bir yaklaşım olsa da doğru bir yaklaşımdır.
karl marks'a göre tarihte olmuş bütün savaşlar ve ileride olacak savaşlar iktisadi temellere dayanan savaşlardır. dinmiş, vatanmış, milletmiş, onurmuş, hepsi işin lezzetli sosları sadece. tarihin gördüğü en büyük savaşlardan biri olan ''truva savaşında da'' helen, bir özne değil objedir. olayın baş rolü değil, özünde fügranıdır.
''amaaannn, sigmund freud'da her şeyi cinselliğe bağlıyor, sapıtık adam canım'' diyenler şu an sözlüğümüzün sol framine bir baksınlar.
sigmund freud, beynimizin en karanlık dehlizlerine doğru bir bıçak sapladı diye kendisini recm etmek işin kolayıdır. hocabey, herşeyi cinselliğe bağlıyarak bunun böyle olması gerektiğini söylemez. insan beyninin en karanlık noktalarına bir ayna tutarak tedaviye başlar. sonra ki amacı o bölgeleri ışıkla temizlemektir. ama bir bütün halinde insanlığımız, mao'yu da çok yanlış anlamış hocabeyi de.
bağladım işte sonunda mao'ya. bunu yapabileceğimi hiç sanmıyordum ama yaptım.