ayaklarımızı uzatıp eylül denizine
eski yaz elbiselerini hatırlamıştık
gözlerimizde eski sarı ışıltı
bizi var eden bizden önceki mevsimi
ve küçük kızımızın kuşağını düşündük
asi bir gençliğin yaz ortası meyvesiydin
taze yapraklarıyla doluydun geçmişinin
ve dökülmek istiyordun geleceğine
şimdiden adı konulmuş bir sevginin
bir başka gençlikte çiçek olarak açmayı
üzerindeki zamansız sevgiyle istiyordun
daha gün deveran etmemişti üstünden
öğrendik rüyalar kararır
öğrendik ruhlar çağırılınca gelirler
sakin ve saklı limanlarından
hıçkırıkların içinden
öğrendim bir insanın ruhuna rüzgarsızlık dilemek
neşesiz sahnesinde yaşamın
kaçılamamış ışıklarında kalakalmaktır
yaşamak hatırlamak ve unutmaktır
yaşatmaktır kuşakları
ve yaşama umududur bir başka kuşakta
bağ bozumu tazeliğinesin daha
haydi sil hıçkırıkları.