Çok iyi hatırlıyorum. Orta sona gidiyordum sanırım. Liseye giden mahalleden bir çocuk vardı. Arif. Babası Almanya'da döner şirketi yönetiyordu. Bu da bana bi yakın bi samimi. Bende tam bir Kezban. Ağzının içine düşücem neredeyse. Lise 3 yıl o zamanlar. Ben orta okulu bitirirken o liseyi bitirecekti. Neyse okulun son zamanları. Bizim sınıfta da ravza diye bir kız var. Hiç sevmeyiz birbirimizi. Tam bir yollu. Arif gitmiş onu Doğum gününe evine çağırmış. Bir de beni çağırdı. Ben tabi nasıl sinirliyim onu niye çağırır diye. Eve gittim saatlerce ağladım. Gitmedim Doğum gününe. Sonraki gün okula gittim. Razva yok. Okuldan çıktım arif yok takıldığı arkadaşları yok. Bir iki hafta göremedim ikisini de. Arıyorum telefonu kapalı. Neyse okul kapandı. Bir dedikodu. Arif Almanya'ya kaçmış. Doğum günü ayağına 4 arkadaş Ravza'ya tecavüz etmişler. Diğer 3 çocuğu da arıyorlarmış. Ben üzülsem mi sevinsem mi bilemedim tabi. Hayatımda kıskançlığımın işe yaradığı tek olay diyebilirim. Bir daha ikisini de hiç görmedim zaten.