memo bir kitap önerir misin lutfen bana?'' çevremi baya baya daraltmadan önce daha sık duyduğum bir cümleydi bu. eskiden sevdiğim kitapları önerirdim de. hatta değer verdiğim bir insansa kütüphanemden o kitabı ödünç bile verirdim. bana geri vermiş, vermemiş de umrumda olmazdı. babil'in asma bahçelri çağında yaşamıyoruz sonuçta, her kitabın tek bir baskısı yok. o kitabı tekrar okumaya ihtiyaç duyarsam başka bir baskısını alabilirim.
son zamanlarda epey tahamülsüz bir insan oldum. hala çok sık duyduğum bir rica ''memo bana bir kitap önerir misin?'' her defasında aynı iyimser aptallıkla öneriyorum hala. takıntı yapıyorum sonrasında ''aldı mı, okudu mu?'' çoğu alıyor ama kimsenin bir şey okuduğu ettiği yok.
rica ederim kimse benden kitap önerisi falan istemesin. dünyam yeterince karanlık. bir de bu tür paradoksların kağıt yaralarına hiç tahamülüm yok. okursanız ekime, okumazsanız aziz nesin'e.