batıda tanrılarla çatışan, çarpışan, onlarla mücadele eden kahraman çoktur. Bazı yarı tanrılar, yeni tanrılar bile eski tanrılarla mücadele eder ve onları öldürür. Batının düşünce kahramanları da kiliseyle çatışır, onun duvarlarını yıkmaya çalışır. Otorite bu sebeple batıda daha kötücül bir şeydir. Mutlak güçten bir şeyler çıkaran, çalan insan veya yarı tanrı bir tür anti kahraman olarak var olur. Aslında kahramandır ama otoritenin düşmanı insanlığın dostudur. Sınırları zorlar ve aşar, orada başka bir güzelliği bulur ve getirir.
Doğuda mücadele tanrı için ve tanrı adına olur. En kötüler bile tanrının adı, kendisi veya gölgesidir. Sultanından isyancısına kadar. Doğuda tanrılarla çatışılmaz, tanrının gücünün hatırlatılması gereken firavunlar ve nemrutlar vardır. Bu yüzden aslında doğunun otoriteye olan düşkünlüğü, boyun eğme arzusu, otoriteyi sevmesi çok eski. Bireyselliğin batıda daha güçlü şekilde yayılıp tutunabilmiş olması, doğuda çok kültürlülüğe rağmen yerini bulamamasına buradan da bakmak lazım.