Turin 8 yaşındayken babası Thalion Hurin daha sonraları Nirnaeth Arnoediad (Sayısız Gözyaşı) adı verilecek olan savaşa gitti. Hurin Angband'a götürüldü ve orada Hurin, Morgoth' a hakaret ederek ona kendi sahasında meydan okudu. Bu hareketinin cezasını çocukları çekti.
Doğudölleri Dor-Lomin'i yağmalamaya başladılar ama Morwen'den korkuyla söz ettiler. Onun bir cadı olduğuna inanmaya başladılar. Oysa bir doğudölü olan Brodda ile evlenen, Hurin'in akrabası olan Aerin'den gelen yardımlar olmasa açlıktan telef olacaklardı.
Morwen buna 1 yıl bile tahammül edemedi ve Turin'i kabul etmelerini istemek için Doriath'a elçiler gönderdi ve olumlu cevap geldi.
Turin bir elf savaşçısı olmayı ne kadar istese de annesinden ve Sador'dan ayrılmak istemiyordu. Fakat Morwen hamileydi, Doriath'a giden o zorlu yolu kaldıramazdı. Sador da tek ayak olduğu için yolculuğu yavaşlatacağını düşünüyordu.
Doriath'a geldiğinde Thingol Beren'e duyduğu sevgi ve saygıyı Turin'e de gösterdi ve onu evlat edindi. 20 yaşına gelinceye kadar Turin Menegroth'ta kaldı. O yaşına kadar Nellas denen bir elf kızı onunla oynuyormuş ayağına ona göz kulak oldu.20 yaşında Thingol'den bir kılıç istedi ve Dimbar yakınlarında olan Cuthalion Beleg'in yanına gitti. Oradaki savumanın şiddetinden korkan orklar Dimbar'a seyrek uğrar oldu.
Thingol ise Morwen'in durumunu öğrenmek için elçiler yolluyordu. Bir gün bu elçiler Hador Hanedanına ait olan Ejdermiğferi'ni getirdi. Sonra giden elçiler bir daha dönmediler. Thingol de bir daha yollamadı.
Yabandan Menegroth'a dönen Turin bir divana rast geldi ve onu kıskanan, kralın baş danışmanı Saeros'un yerine bilmeyerek oturdu. Durumu gören Saeros başka bir yere oturdu ve Turin'in görünüşünü eleştirmeye başladı. Sonra Turin'in memleketindeki kadınlar hakkında kötü kötü konuşunca Turin öfkelenerek önündeki kadehi Saeros'un kafasına isabet ettirdi. Daha işi bitmemişti ama baş muhafız Mablung onu durdurdu. Ardından Turin divanı terk etti.
Çıkışta Turin'i kıstıran Saeros Turin'e kılıç çekerek onu düelloya davet etti. Turin'in acı gücü karşısında ezilen Saeros'un kılıcı kırıldı. Saeros ölümü beklerken Turin ona soyunmasını emretti ve onu bağladı. Saeros'a koşmasını emrederek peşinden kılıçla o da koşmaya başladı. Mablung da Turin'in arkasından koşturmaya başladı. Korkudan Önündeki uçurumu görmeyen Saeros düşüp öldü. Mablung Turin'e gelmesini öğütlediyse de Turin kaçtı.
Thingol öncelikle bu habere sinirlendi ama şans eseri düelloyu ve öncesine şahit olan Nellas sayesinde affedildi çünkü Turin Mablung'a ilk kılıç çeken kişinin Saeros olduğunu söylememişti.
Dorath'ın hemen dışında bir çeteyle karşılaşan Turin kendini Neithan (Haksızlık Edilen) olarak tanıttı ve içlerinden birini öldürerek kendine yer açtı.
Çok geçmeden bir kız peşinde koşturan çete liderini ork sanarak öldürdü. Böylece lider oldu ve onları yabana götürdü. Bildiği tüm taktikleri kullanarak ardında iz bırakmamaya çalıştı.
Bir gün Turin orkların yaklaştığını haber aldı ve bir adam alarak kaç kişi olduklarına bakmaya gitti. Orklar onları fark etti. Turin'in yoldaşı oklarla can verdi ama Turin'in zırhına ok işlemiyordu. Böylece Nargothrond'a doğru kaçıyormuş gibi yapıp çetenin yanına döndü.
Döndüğünde Beleg'i bir ağaca bağlanmış buldu. Onu çözüp bir daha Orta-Dünya'nın hür halklarına saldırmayacağına dair yemin etti. Beleg ona kralın affını iletti ama Turin Doriath'a dönmeyeceğini söyledi.
Beleg gitmek zorunda olduğunu söyledi. Dimbar'da ona ihtiyaç vardı. Turin ise Amon Rudh'a gideceğini söyledi ve ayrıldılar.
Ork sandıkları 3 kişiye saldırdılar fakat onlar cüce çıktı. Biri öldü, biri kaçtı diğeriyse yakalandı. Yakalanan cücenin adı Mim'di ve eğer hayatını bağışlarlarsa evini onlara açacağını söyledi. Turin ise kabul etti.
Turin orada yaşamaya başladı. Mim ile çok iyi anlaşıyorlardı. Ta ki bir gün Beleg çıkagelene kadar. Beleg yanında Kraliçe Melian'nın lembasından getirmişti. Onunla rahatsız olanları iyileştirdi. Mim ise bu durumdan rahatsızdı. İçine kapanmaya başladı.
Beleg ve Turin Amon Rudh çevresini çok iyi savunuyorlardı. Morgoth Turin'in orada olduğunu anladı ve casuslarını gönderdi. Mim o casuslar tarafından yakalandı ve evinin yolunu onlara gösterdi. Tüm haydutlar öldürüldü, Turin esir alındı ve Beleg ağır yaralandı.
Beleg'in şifa yeteneği onun hayatını kurtardı. Beleg Turin'i aradı bulamayınca esir alındığını anladı ve ork çetesinin peşine düştü. Erchamion Beren'in memleketi olan Dorthonion'da Angband'dan kaçmayı başarmış olan Nargothrond'lu Gwindor'u buldu.
Bulutlu bir gecede Beleg gözcüleri vurdu ve Turin'i kurtardı. İplerini keserken Beleg'in kılıcı Anglachel Turin'in ayağını da kesti. Turin mücadele ederek kılıcı ele geçirdi ve silah arkadaşını, can yoldaşını, rehberini ork sanarak oracıkta öldürdü. Fırtına başlamıştı ve çakan şimşeğin ışığında Turin orada silah arkadaşının, can yoldaşının, rehberinin cansız bedenini gördü.
Kılıcı ve lembası Gwindor aldı ve Beleg'i gömmek için Turin'den yardım istedi. Turin Ivrin Gölcükleri'ne kadar hiç konuşmadı. Hiç ağlamadı. Ivrin Gölcüklerine vardıklarında Gwindor Turin'e oranın suyunu içirdi. Turin'in göz yaşları sel oldu. Gwindor Anglachel'i Turin'e verdi. Turin orada Beleg için şarkı yazdı ve Nargothrond'a doğru yola koyuldu.
Nargothrond'da da adını sakladı ve kendine Umarth oğlu Agarwaen(Kadersiz'in oğlu Kanılekelenmiş) dedi. Fark etmese de Kral Orodreth'in kızı Finduilas'ın gönlü Turin'e kaydı. Turin onu ölen kız kardeşine benzetiyor ve onu öyle seviyordu. Finduilas ona sır anlamına gelen Thurin demeye başladı çünkü kendi hakkında çok az konuşuyordu.
Gwindor Finduilas'ı uyararak gerçek ismini açıkladı. Turin Gwindor'a kızdı ama Gwindor ona onun kaderinin isminde olmadığını söyledi.
Orodreth Turin'e büyük onur verdi ve onun sözlerine hep güvendi. Turin açık savaşlar istiyordu. Gwindor ise ona karşı çıkarak Nargothrond'un gizli kalması gerektiğini söylüyordu. Böylece Gwindor Kral'ın gözünden düştü. Turin büyük silah depoları ve Narog üzerinde sağlam bir köprü inşa ettirdi. Kendine bir cüce maskesi seçti ve yeni bir isim aldı: Mormegil( Kara Kılıç). Kılıcınaysa Gurthang (Ölüm Demiri) diyordu.
Cirdan Nargothrond'a ulaklar göndererek Orodreth'i uyardı ve köprüyü yıkmaları gerektiğini söyledi. Turin ise bu öğütleri dinlemedi ve Nargothrond'un yıkılmasına sebep olan baş kahraman ünvanını fazlasıyla hak etti.
Morgoth tüm birliklerini Nargothrond'a sevk etti. Başlarındaysa ejder Glaurung vardı. Zorlu bir savaş verildi. Gwindor öldü ama ölmeden önce Turin'le konuştu ve ona Finduilas'ı kurtarırsa bu kadersizlikten kurtulacağını söyledi. Turin Nargothrond'a koştu. Bir kişi hariç herkes önünden kaçıştı: Ejder Glaurung.
Turin'i gözlerine bakmasına zorladı ve ona büyü yaptı. Finduilas geçip giderken onun feryatlarını duymadı bile. Glaurung Turin'e ailesinin yanına gitmesini söyledi.
Yolda Ivrin Gölcüklerinden su içmeyi planlamıştı ama artık orası o kadar temiz değildi. Yolda koşarken kuzeni Tuor Gondolin'e giderken onu gördü ama kim olduğuna dair fikri yoktu ve yolları bir daha kesişmedi.
Turin Dor-Lomin'e vardığında Sador ile karşılaştı. Morwen'in ve Nienor'un gittiğini öğrendi. Onu yurdundan eden doğudöllerine olan nefreti gözünü kararttı ve Brodda ile misafirlerini kılıçtan geçirdi. Aslında bunu Sador Labadal olmadan yapamazdı çünkü Turin ile beraber o evde çalışanlar da dövüşmüştü.
Turin Glaurung'un ona yalan söylediğini anlamıştı ama en azından bir tesellisi vardı: Annesi ve kardeşi onun temizlediği yollardan Doriath'ın güvenli ormanlarına varmışlardı. Onları rahat bırakmaya karar verip Brethil'e yöneldi. Orada Haladin halkının zorda olduğunu görüp onları kurtardı. Böylece aralarına katıldı. Onlara Finduilas'ı sordu. Ne yazık ki ölmüştü. Onun gömülü olduğu yere Haudh-en Elleth dedi. Kendineyse yine yeni bir ad bularak Turambar (Kadersizliğin Efendisi) dedi. Artık kılıcını kaldırdı ve mızrak kullanmaya başladı.
Haftalar sonra ork avlarken Haudh-en Elleth'te genç bir kızın uzanmakta olduğunu gördü. Olduğu yerde kalakaldı. Adamlar kızın yanına koştular ve giyeceğe ihtiyacı olduğunu söylediler. Turin kıza adını sordu. Cevap alamayınca ona Niniel dedi.
Haladin Halkı'nın lideri Brandir Niniel'i sevse de kızın gönlü Turambar'daydı. Çok geçmeden Turambar ve Niniel evlendi çünkü Turambar da Niniel'i seviyordu. Turambar Niniel'e bir yemin etti: Evlerine saldırılmadıkça savaşmayacaktı.
Niniel hamileyken Turambar yeminini çok geç ettiğini anladı. Çünkü Glaurung orkların Brethil'den sakındığını görmüş ve Turin'in orada olduğunu anlamıştı. Nargothrond'dan çıktığını öğrenen Dorlas Turambar'ın savaşmayacağını da öğrendiğinde Turin'i onu kabul eden halka ihanet etmekle suçladı. Turin dayanamayarak Kara Kılıcı'nı çıkardı ve 2 gönüllü istedi. Bunlardan biri Hunthor, diğeri ise Dorlas idi.
Ejder sadece gece hareket ediyordu. Yani şafaktan önce ejder öldürülmeliydi. Teiglin'in karşı kıyısına geçti. Dorlas korkup kaçtı. Korkusu ejderden değil nehirdendi çünkü nehrin ne kadar güçlü olduğunu biliyordu. Ejder nehrin üzerinden geçmeye hazırlandığında Turin yanlış yerde olduğunu anladı. Kıyı boyunca koşarken ayağı tökezledi. Tam düşecekken Hunthor onu kolundan yakalayıp dengesini sağladıysa da kafasına düşen taş sonucu öldü. Böylece Glaurung ve Turin teke tek kalmışlardı.
Turin ona ve onun efendisine olan tüm nefretiyle kılıcı onun karnına sapladı. Ejder hareket halindeyken saplandığı için kılıç onun karnını yarıp, Turin'in elinden kurtuldu.
Turin kılıcı almak için karşıya geçtiğinde ejderin kıvranmakta olduğunu gördü. Glaurung ile alay edip ona Nargothrond'daki sözlerini haykırdı. Kılıcı aldığında ejderin kanı eline bulaşıp, yaktı. Ejderin bakışlarıyla ve kanın etkisiyle Turin baygınlık geçirdi.
Gurthang'ın kabzası sırtına battığından mütevellit Turin komadan çıkıp uyandı. Uyandığında elinin sarılı olduğunu gördü. Brethil'e doğru yürürken kafasının üstünde yanıp sönen soru işaretleri vardı.
Kendisini Brandir'in iyileştirdiğini sanıp ona teşekkür etti fakat olaylar böyle gelişmemişti. Brandir'in ısrarlarına rağmen Niniel Turambar'ı bulmuş ve elini sarmıştı. Glaurung Niniel'e Hurin kızı Nienor diye hitap etmişti. Turambar'ın ise Hurin oğlu Turin olduğunu söylemiş ve ölmüştü. Ardından Nienor bu acıya dayanamayıp kendini Cabed-en Aras'a atmıştı.
Brandir bunları söyleyince Turin'in göz bebekleri küçüldü. Brandir'i yalan söylemekle suçlayıp öldürdü ve ormana kaçtı.
Ormanda Mablung ve arkadaşlarıyla karşılaştı. Onlar da ejderhanın haberini almış ve yardıma gelmişlerdi. Turin ejderin öldüğünü söyleyince Turin'e tezahürat yaptılar. Turin ise ailesinden haberler istiyordu. Mablung utana sıkıla Kara Kılıç'ın kim olduğunu öğrendiklerini, Turin'in öldüğünü zannedip Nargothrond'a gitmeye çalıştıklarını anlattı. Morwen kaybolmuştu. Nienor'a ise unutkanlık büyüsü yapılmıştı. Ne gariptir ki Hurin'in Çocukları'nda Turin Nienor'dan siyah saçlı olarak bahsederken Mablung karşı çıkmış ve Nienor'un sarı saçlı olduğunu söylemiştir.(1)
Turin kadersizliğin ona ulaştığını ve Brandir'i boşuna öldürdüğünü anlayarak Glaurung'un öldüğü yere kaçtı. Kılıcından onu hızla katletmesini istedi. Kılıçtan ise kabul ettiğine dair soğuk bir ses çınladı. Turin kabzayı toprağa gömdü. Kendini kılıcın üzerine bıraktı ve Gurthang onun canını aldı.
Mablung Turin'e baktığında ağladı ve onu kaldırdı. Turin'in cesedi kaldırılınca kılıcın kırılmış olduğunu gördüler. Böylece Turambar Turin sahip olduğu her şeyi kaybetti.
Elfler onun için bir anıt yaptılar ve Doriath rünleriyle şunları kazıdılar:
TURİN TURAMBAR - DAGNİR GLAURUNGA
(Turin Turambar - Glaurung'un Felaketi)
kaynak: www.thewhitetree.org