dücane cündioğlu nun bir konuşmasından :
"... hazzın en üst ilkesi aslında yararın en üst ilkesidir. yani bencilliğin hasıdır aşk. nedir o ? aşk ilkesi o yüzden bu işten anlayan filozofların tereddütsüz mantıksal olarak söylediği şey nedir ? faydanın yani yararın en üst ilkesi olan iyi, hazzın en üst ilkesi olan güzelin birleştiği tepesi aşktır. o yüzden aşık dünyanın en bencil adamıdır... en büyük ilke aşk ilkesi denmiştir, neden? iyiyi de güzeli de altına alan, birliğe getiren ilkedir.
fakat bir ilke daha var, vefa... vefa aşktan daha büyük bir ilkedir, çünkü vefada hem haz kaybı hem de fayda kaybı vardır. ama vefa borca sadakat demektir, fedakarlık demektir. bir anlamda bütün bilgeler için, en yüksek ilkeye ulaşırken o ilkeyi negatif olarak aşmadır. yani aşk pozitif, eril bir ilkedir aslında. aşkta aşık maşuktan etkilenmiş gibi görülür, hayır, aşık maşuğu maşuk yapandır. tıpkı alimin malumu malum yapması gibi. eğer ben bilmiyorsam bir bilinen olmaz. bilen o şeyi bilinen haline getirir. aşık o şeyi maşuk haline getirir. bin tane kadına bakar mecnun, sıradan nesnelerdir onlar. leyla yı gördü mü içlerinde, leyla birden maşuk mertebesine yükselir. onu maşuk mertebesine yükselten aşıktır yani mecnundur. vefa, negatif aşktır. kaybederek yüksek hazzı ve yüksek yararı elde etmektir. nasıl ? en derin acıda ve en derin zararda. en yüksek fayda ve en yüksek hazda elde edilenin negasyonudur. o yüzden hegel der ki, varlık hiçlik demektir, hiçlik varlık demektir. varlıktan söz ettiğiniz zaman hiçlikten söz edersiniz. o yüzden vefa olmadan, yani negatif aşk olmadan pozitif aşktan söz edemeyiz. "