bize yapılmadığında ne kadar da kolay anlarız, analiz ederiz, sindirir, küçümser, insanın fıtratına bağlarız. hiç midemiz bulunmaz sevgilisini aldatmış, patronuna kazık atmış birinin aşk acısına dair teselli sözcükleri söylemek. " canım bilerek yapmadın ya, kötü düşünmedin ki, olsun bu da sana ders oldu " sözcükleri nasıl da dökülür ağzımızdan.
başkasına yaptığımız kötülüğü, yanlışı ne kadar da kolay unuturuz, ayda yılda bir aklımıza gelirse nasıl da vicdanlı insan sayarız kendimizi?
oysa, verdiğimiz acının ne kadarını telafi eder özür ?
sevmenin ön şartının gelecek muhtemel darbelere hazırlıklı olmak, güçlü kalmak, hassaslaşmamak, sahiplenmeden sevmeye dönüştüğü bir zamanda sevmemeye mahkum olmanın hesabını geçirilmiş kaç güzel gün kurtarır?
ey ben, gerçekten içten bir özeleştiri yaptın mı ?