Ben ve anksiyete ataklarım bir otobüste at koşturuyoruz.
Ne zaman uzun bir yola çıkacak olsam en az iki gün öncesinden bünyemde beliren ve otobüs koltuğuna binmeden kat'iyen geçmeyen huzursuzluktur.
Derin bir kaygı, güvensizlik, mideye bir yumruk oturması hissi ile kendini belli ediyor. Hele bir de bu yolculuk esnasında sevdiklerimi geride bırakıyorsam iyice katlanıyor.
Ya zaman bir an önce geçsin de hemen yolculuk anına geleyim ya da yolculuğu iptal edeyim diye düşünürken buluyorum kendimi.
Derin bir kaygı, güvensizlik, mideye bir yumruk oturması hissi ile kendini belli ediyor. Hele bir de bu yolculuk esnasında sevdiklerimi geride bırakıyorsam iyice katlanıyor.
Ya zaman bir an önce geçsin de hemen yolculuk anına geleyim ya da yolculuğu iptal edeyim diye düşünürken buluyorum kendimi.
Yazım kurallarına olan hakimiyetini takdir ettiğim yazar. Daim olsun.
Silencer'ın muhteşem şarkısı. Her kafa kaldırmaz. İntiharlara sürükleyebilir.
Transeksüellik ile fazla karıştırılan terim.
Travestilik; kadın olunduğu halde erkek kıyafetleri giyme ya da erkek olunduğu halde kadın kıyafetleri giyme isteğidir. Bu bireyler kendilerini kendi cinsiyetinde hissetmeye devam eder.
Travestilik; kadın olunduğu halde erkek kıyafetleri giyme ya da erkek olunduğu halde kadın kıyafetleri giyme isteğidir. Bu bireyler kendilerini kendi cinsiyetinde hissetmeye devam eder.
İç kulakta salyangozda bulunan yapı.
Işığı algılayan duyu hücresi.
Bir organizmanın doğal olarak yaşadığı ve üreyebildiği yer.
Belli bir sınırın altındaki bütün sıklıkların geçirilerek bu sınırın üstündekilerin yok edilmesi.
yumurta sarısı.Döllenme sırasında yumurtanın beslenmesi sağlayan mukopolisakkarit,protein ve yağ karışımından oluşan madde.
Bir türün bireylerindeki aynı karakterin farklı şekilleri, değişiklik, çeşitlilik.
mRNA'nın sentezlendikten sonra stoplazmadaki ribozoma bağlanıp amino asitleri tRNA'lar yardımıyla sıraya koyması.
Rekombinant DNA teknolojisiyle yabancı bir genin yerleştirildiği canlı.
Mayoz bölünme sırasında homolog kromozomların birbirlerine sarılarak oluşturdukları dört kromotitli yapı.
Bir akışkan içinde yüzen sıvı parçacıkların oluşturduğu sistem.
İki nöronun veya nöronla başka bir hücrenin bağlandığı yer.
Biyoloyide; Kanın, pıhtılaşmasından sonra hücrelerinden ayrılmış, açık sarı renkli sıvı kısmı.
Kromozomlarda kardeş kromotidleri bir arada tutan kısım.
Bir vücut yada yapının benzer parçalara bölünmesi, zigotun geçirdiği bölünme evreleri.
Gözdeki ağ tabakaya verilen isim.
DNA'yı parçalamaya, kesmeye yarayan enzimler.
Çeşitli uyarıları alabilen ve duyu organlarının yapısında bulunan özelleşmiş hücre, hücre grupları veya sinir uçları.
Mevcut genlerin yeni genotipleri oluşturacak şekilde bir araya gelmesi.
Zarla çevrilmiş özel organelleri ve gerçek çekirdeği olmayan hücreler. Bakteriler ve mavi-yeşil algleri içine alan monera alemindeki canlılar.
Akciğerleri saran iki katlı zar.