yazdıklarından yola çıkarak birine aşık olmak

ihtiras limani
Yazı bir ayna değildir. Yazı bir tablodur. Fırça yazarın elindedir ve hangi renkten ne kadar koyacağı kendine baktığında gördüğü ile ilgilidir.
Kendinde gördüğü her zaman kendisi olmayacağı gibi kendine dair resmettiği de her zaman kendisinin yalın bir yansıması değildir. Elbette kullandığı renkler kendisinde olandan farklı değildir fakat kendine bakarken gözündeki filtreleri biz bilemeyiz.

Birinin yazıları düşüncelerini yansıtıyorsa duygularını ifade ediyorsa ve biz bunda kendimiz ile bir bütün bir uyum bir hayranlık yakalıyorsak bu bana fikirsel uzlaşmanın mümkün olduğunu söyler. Onunla konuşabilir dost olabilirsiniz. Fikirlerini duygularını veya onları resmetmesini sevebilirsiniz. Fakat halen tabloyu seviyorsunuz.

Aşk fiziksel etkenlerden veya hayranlık sahip olma tutkularından beslenir. Sevgi karaktere ve davranışa dairdir. Davranış yazı değildir. Birinin sesini yürüyüşünü davranışını sevmek çok başka birşeydir. Fikirlerlerden ve güzel gözlerden bağımsızdır. Karşı cinse duyulan Sevgi davranışa dairdir bana göre. Aşk ise tutku ilgi ve cismaniyete.

Bu açıdan yazdıklarından yola çıkarak birinin fikirlerini hallerini veya onları resmetme biçimlerini sevmeniz şahsın kendisine aşık olduğunuz anlamına gelmez.
Testi basit, onun cismani varlığına merak duymadan fikir ve duygularının da sizinle ve size ait olması size yetiyorsa yazdıklarına yönelik bir aşk veya sevgi olabilir. Aksi bir idealleştirmeden ibarettir.
bu başlıktaki tüm entryleri gör