Ben küçükken bi' gün annemle babam çok büyük bi kavga etmişlerdi. İlk kez öyle görmüştüm onları. Boşanacaklarını düşünüp bütün gece ağlamıştım. O zamanlar beni sevdiğini düşündüğüm bir tanrım vardı ve dua etmiştim ona. Hatta kendimce totem bile yapmış Annemle babam boşanmazsa erik yemekten bile vazgeçeceğim demiştim çünkü mevsim henüz kıştı ve ortalıkta erik falan yoktu. Ve erik benim için çok önemliydi.
Ertesi gün annemle babam barıştılar, ben de çok mutluydum artık boşanmadıkları için. Sonra bahar geldi, erikler yeşerdi ağaçlarda, erik yenmez mi hiç, yedim umarsızca, yaptığım totemi aklıma bile getirmedim. Erik yenmez mi hiç? Ve sadece o bahar değil takip eden her baharda tanrıya verdiğim sözü unutarak hatta tanrıyı da unutarak deliler gibi erik yedim. Hiç yenmez mi yahu erik? Ve annemle babam hiç boşanmadılar. Beni önemseyen bir tanrı da yokmuş zaten, onu öğrendim.
Ama o kış verdiğim sözü tutmadım diye evren kızdı sanırım bana. Sanki benim bu büyük şanssızlığım erikle ilgili gibi geliyor. O kış galiba büyük bi hata yaptım ve kırdım bir şeyleri. Ama elimde değil, çok seviyorum eriği, erik sevilmez mi hiç?