yıllanmış şarap gibi gece
yorgun bir sarhoşluğun kıyısındayım
Yağmurun susturduğu sokak dinliyor beni
İçim sakın ve Dürüst bir deniz
uzun kalp kırıklıklarında dik durdum ama
Mağrurluğumu solan bir yıldızı gördüğümde kaybettim
hatırladım bana geldiğin günü
unuttuğum yoldan haber getirmek için
O yol ayrımında duruyormuş bavulum
Mor ve alacalı
Hayal neşesinden Güneş renginden
Çiçekli elbiseler giymiştim de
Umut bezeli şarkılar söylemiştim
ellerini çırpıp gülümseyerek izlediğin
ışıltıdan bir çiçekle gelmiştin
Bütün çatılarını camdan yaptığın bir han
Yorgun düştüğüm her an
Gecenin yıldız örtüsünü yeniden hatırlamak için
yürüdüğüm bütün yollar üstünde
kaderimin önünden yürüyüp beni bekledin
ayak izlerimizi silemeyen bir çöl rüzgarı hayat
Çünkü aşkın hükmü altındadır yaşam
Ve ben her gece içindeki cam tavanlı handa
Çırılçıplak misafirim.