Karşımda durmuş sevinç naraları atıyor. İnsan olduğunu biyolojik olarak reddedemem fakat psikoloji ve zeka da insan olmanın diğer büyük parçaları. Her gün aynaya bakıp gördükleriyle, gördüğüyle,görmediği ve görmediğini bilmedikleriyle, mutlu yaşıyor insan olduğundan emin, insan olduğundan şüpheli olduğum varlık. Bir canlının gelişimi nasıl olur az çok belgesellerden öğrenmişizdir. İnsanı diğer canlılardan ayıran yegane özelliğin ise zekasının olması ve kontrol edebilmesidir. Ve bir de duygusal yanımız var ki zeka ile orantılı olup olmadığı tartışılması gereken bir konu. Ölümü bekleyen yaratıklardan başka bir şey değiliz ve doğum-ölüm arasında harcadığımız bunca zaman içerisine kaç ölüm sığdırdık bilmiyoruz. Doğayı öldürdük daha çok katlar yapıp dünyaya daha yükseklerden bakmak için, hayvanları öldürdük kimisi süslesin kemerimizi, çantamızı, kolyemizi, kimisi doyursun asırlardır açlıktan yanıp tutuşan midemizi diye. Doğanın kanunları var elbet reddedemem fakat hiç bir hayvan yiyebileceğinden fazlasını avlamamıştır. İnsanlığın yaptığı yiyecek stoğu sanırım yüzyıllar boyu milyonlarca insanı doyurmaya yetecek seviyede, ki milyonlarca insanın dünyanın çeşitli yerlerinde açlıktan öldüğünü de göz önüne alırsak bu noktada zamandan da kazanmış oluyoruz. Dünyanın çeşitli yerlerinde çeşitli sebeplerle her gün yüzlerce insan ölüyor, elbet ölüm doğanın döngüsünü devam ettirmesi için gerekli. Oysa insanın insanı öldürdüğü, toplu katliamların yapıldığı, kirli savaşların yaşandığı bir zamandan, bu pisliğe boğazına kadar batmış, ve pisliğin dışında kalan dişleriyle sırıtıp kahkahalar, sevinç naraları atan bir toplumun bireyleri olarak geçiyoruz. Bir terör saldırısına "oh olmuş onlardan kimse ölmüyordu zaten", "bunlar da zamanında bizimkileri öldürmüşler neyine üzülecem" gibi zeka yoksunu cümleler duymak, karşımdakiyle aynı canlı türünden olup olmadığımı dahi sorgulamama sebep oluyor. Dil, din, ırk, inanç, mezhep insanlığın doğal yaşamında kimisi zorunlu sebeplerle kimisi de sadece uydurma ve korku sonucu ortaya çıkmış ve bugün insanlığın sonunu getirmek üzere olan kavramlardır. İnsan zekasının bugün evrenin sırlarını çözmeye çalıştığı bir dönemde bizler ölüyoruz. Ve öyle sıradan ve öyle boktan ölümler ki bunlar, muhtemelen evrende insanlık dışında bir medeniyet varsa bize açık olan her taraflarıyla gülüyorlardır. Karşımda oturmuş insanların ölümüne naralar atan insan olduğu konusunda ailesinin emin olduğu mahlukat, bugün toplum içerisinde baba olma, yarınların güvencesi olan çocuklar yetiştirme gibi sorumluluklar dahi üstlenmiş durumda. Ölüyoruz. Her gün daha çok, daha kalabalık öldürüyorlar bizi. Bizi insanlar katlediyor. Ve insanlık, insan zekası, insan beyni oturmuş, insan medeniyeti oturmuş ölümleri izliyor.